Sürdürülebilirlik perspektifinden kentsel ve kırsal kalkınma

Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.author Uygur, Koray
dc.contributor.author Topcu, Ebru
dc.date.accessioned 2022-10-21T12:32:23Z
dc.date.available 2022-10-21T12:32:23Z
dc.date.issued 2022-05
dc.identifier.isbn 978-975
dc.identifier.uri http://hdl.handle.net/20.500.11787/7662
dc.description.abstract GİRİŞ Sanayi Devrimi ile birlikte ivme kazanan kentleşme süreci esas olarak sanayi ve hizmet sektörü faaliyetlerinden kaynaklanan daha yüksek bir üretkenlik düzeyine dayanmaktadır. Daha fazla iş seçeneği veya gelir fırsatı gibi çekici faktörler insanları kırsal alanlardan kentsel alanlara göç etmeye teşvik etmektedir. Kentlerin sunduğu daha iyi eğitim koşulları, sağlık hizmetleri, iş olanakları ve yüksek ücret düzeyleri ile rekabet edemeyen kırsal kesim kalkınma için gerekli olan kalifiye emeği kaybetmektedir. Bununla birlikte, her ne kadar kentlerin çekici özellikleri ve kentsel üretim düzeyi yüksek olsa bile tarımsal üretim kentsel nüfusun gerekli besin ihtiyacını sağlayacak verimlilik düzeyine erişemediği sürece iş gücünün belirli bir kısmının kırsal alanlarda kalması gerekmektedir. Kentleşme, kırsal kalkınma açısından çeşitli sorunlara yol açmaktadır. Özellikle, verimli tarım alanlarının giderek artan şekilde kentsel yerleşim alanlarına dönüştürülmesi, tarım sektöründe yapısal reformlar uygulanması yönünde baskı yaratmaktadır. 2007 yılında dünya nüfusunun %50’sinden fazlasının kentlerde yaşadığı tespit edilmiştir. Bir başka deyişle, dünya tarihinde ilk defa kentsel nüfus kırsal nüfusu geçmiştir. Bu durum kentlerde konut arzının artması sonucunu doğurmuştur. Konut arzının artması ise kentlerdeki verimli toprakların yerleşim alanı olarak kullanılmasının önünü açmıştır. Bu noktada tarım arazilerinin korunması sürdürülebilirlik açısından önem arz etmektedir. Bununla birlikte, hızlı ve dengesiz kentleşmenin çevre açısından tehdit oluşturması ve buna bağlı olarak ortaya çıkan değişimlerin hem kırsal hem de kentsel geçim kaynakları ve refah düzeyi üzerinde çeşitli etkileri ortaya çıkmaktadır. Ayrıca kentleşmenin yol açtığı çevre kirliliği tarımsal üretimin vazgeçilmez parçası olan toprak, su ve hava gibi faktörlerin kirliliğine yol açarak tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Gelişmekte olan ülke deneyimleri incelendiğinde, birçok ülkede tarımsal ve kırsal ekonomi pahasına kentsel kalkınmaya öncelik verildiği dikkat çekmektedir. Türkiye’de kentleşme süreci 1950’li yıllarla birlikte ivme kazanmaya başlamıştır. 1950’li yıllarda; tarımın makinalaşması ve modernleşmesi, tarımsal üretimin aile içi üretimden piyasa üretimine geçmesi, tarımsal arazilerin parçalanması, topraksızlaşma ya da toprakların belli ellerde toplanması, verim düşüklüğü, makineleşme sonucu oluşan işsizlik, eğitim ve sağlık gibi olanakların yetersizliği gibi unsurlar kentleşmeyi hızlandırmıştır. Türkiye’de yaşanan bu hızlı kentleşme süreci, gelişmiş ülkelerin deneyimlediği dengeli kentleşme süreci ile paralellik gösterememiştir. Diğer bir ifadeyle, kentleşme süreci ile orantılı bir sanayileşme süreci yaşanamamıştır. Tveitdal (2004), kırsal ve kentsel gelişimin birbirinden bağımsız ve/veya zıt olgular olarak düşünülemeyeceğini, aksine sürdürülebilir kalkınma için birbiriyle etkileşim ve bağımlılık ilişkisi içinde olan kırsal ve kentsel kalkınma stratejilerinin uygulanması gerektiğini savunmaktadır. Fakat kentleşme sanayileşmenin bir yan ürünü olmakla birlikte tarımsal gelişme ile de yakından ilişkilidir. Gelişmiş ülkelerde sanayi faaliyetlerindeki artışın bir sonucu olarak kentlerin giderek büyümesi, tarımda verimlilik artışının yakalanması ile mümkün olmuştur. Tarımsal verimlilikteki artışların sonucu ortaya çıkan artı değer kentleşmenin yol açabileceği sorunların azaltılmasına yönelik koşullar yaratmıştır. Bununla birlikte, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere bakıldığında yaşanan hızlı kentleşme sürecinde, kırsal ve kentsel kalkınma olgularının aynı bütünün birer parçası olduğu yaklaşımının doğru değerlendirilmediği dikkat çekmektedir. Bu durum kentsel ve kırsal alanlar arasındaki ekonomik, sosyal ve kültürel uçurumu derinleştirmektedir. Sürdürülebilir kentleşme için özellikle tarımsal reform stratejilerinin dikkate alınması gerekmektedir. Diğer bir ifadeyle kentleşme ve tarımsal üretimde sürdürülebilirlik için iki olguyu harmanlayan kentsel ve kırsal kalkınma politikalarının uygulanması teşvik edilmelidir. Bu bağlamda çalışmanın amacı, Türkiye’de kentleşme sürecinin kentsel ve kırsal kalkınmada sürdürülebilirlik açısından incelenmesidir. tr_TR
dc.language.iso tur tr_TR
dc.publisher Gazi Kitabevi tr_TR
dc.rights info:eu-repo/semantics/closedAccess tr_TR
dc.title Sürdürülebilirlik perspektifinden kentsel ve kırsal kalkınma tr_TR
dc.type bookPart tr_TR
dc.relation.journal Güncel Ekonomik Tartışmalar tr_TR
dc.contributor.department Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi/iktisadi ve idari bilimler fakültesi/iktisat bölümü/iktisat teorisi anabilim dalı tr_TR
dc.contributor.authorID 39243 tr_TR


Bu öğenin dosyaları

Dosyalar Boyut Biçim Göster

Bu öğe ile ilişkili dosya yok.

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster