Özet:
Dünyada hızlı nüfus artışına bağlı olarak gıdaya duyulan ihtiyaç her geçen gün ciddi düzeylerde
katlanarak artış göstermekte, gıdanın yetersizliği ve olası bir açlık sorunu insanlığı en fazla
endişelendiren konuların başında gelmektedir. Gıdanın insan yaşamı ve diğer varlıklar için bu
denli önemli olmasının bir sonucu olarak, gıda üretimi, bu üretimin dayandığı doğal kaynaklar,
gıda temini için doğal kaynakların sürdürülebilir yönetimi ve sürdürülebilir gıda sistemleri gibi
konular sürekli tartışılmakta ve gündemdeki yerini korumaktadır. Ancak tüm bu tartışmalar
içerisinde gıda güvensizliği ve yetersiz beslenme sorununun çözümüne birçok farklı açıdan
katkıda bulunabilecek olan ormanlar ve tarımsal ormancılık gibi diğer ağaç tabanlı sistemler
göz ardı edilmektedir. Hâlbuki ormanlar ve diğer ağaç temelli üretim sistemlerinin dünya
çapında tahmini olarak 1,6 milyardan fazla insanın geçimine katkıda bulunduğu ve söz konusu
alanların meyveler, yapraklı sebzeler, kabuklu yemişler, tohumlar ve yenilebilir yağlar da dâhil
olmak üzere beslenmeyi çeşitlendirebilecek çeşitli gıda ürünlerini sunma potansiyeline sahip
olduğu belirtilmektedir. Dünyanın çeşitli bölgelerindeki büyük ölçekli koruma program ve
projelerinin endişe verici şekilde yaygınlaşması, orman alanlarının gıda güvenliğinin
sağlanması ve beslenmenin desteklenmesi konusundaki katkılarını tehdit etmektedir. Buradan
hareketle çalışmada, koruma gerekçesiyle orman alanlarına nasıl müdahale edildiğini ve bu
müdahaleler sonucunda yerel toplulukların topraklarından ve geçim kaynaklarından nasıl
uzaklaştırıldığını vurgulamak için bir dizi vaka çalışması analiz edilmektedir. Madagaskar,
Brezilya, Ekvator, Uganda ve Meksika’da koruma adına gerçekleştirilen uygulamalar, orman
alanlarını korumak bir yana yıkıcı ekonomik politikaların yaygınlaştırılmasını meşrulaştıran bir
araç haline gelmiştir.