The Tatar community in Australia is probably one of the newest among the Tatar diaspora groups in the world. The number of its members is estimated to be around 700, yet the community is very active and vigorous. The Tatars live mainly in Adelaide followed by Sydney. This article gives a general overview of the history, migration issues and current situation of the Tatar community in Australia. It also discusses the literary and educational activities related to the Tatar language and culture organised both by younger and older members of the community. The article is based chiefly on resources provided by the Tatar community in Australia, personal communications and the very few scholarly works available on the topic. As research on this community is scarce, this article hopes to inspire more interest in the interesting diaspora group and its activities.
Bu makalede Avustralya Tatar diasporasının tarihçesi, eğitim ve kültür faaliyetleri ile dil ve
kültürlerini koruma yönünde yaptıkları yayınlar ve diğer faaliyetler genel olarak aktarılmıştır.
Avustralya Tatar toplumu dünya üzerinde yayılmış Tatar toplumlarından belki de en genç ve sayı
olarak en küçüklerinden birisidir. Bununla birlikte gerek tarihleri gerekse günümüzdeki faaliyetleri ile
son derece ilgi çekici olan bu topluluk ne yazık ki bugüne kadar çok fazla akademik çalışmaya konu
olmamıştır. İleride yapılacak çalışmalara da yardımcı olabilmek amacıyla bu makale içerisinde konu ile
ilgili yapılan tüm çalışmalara atıf yapılmakla kalınmayıp Avustralya Tatar toplumunun üyelerinin yazdıkları ve çeşitli dillerde basılan ya da tercüme edilen eserlere de yer verilmiştir. Görece küçük bir
topluluk olan Avustralya Tatar toplumu yaklaşık yedi yüz kişi olan sayısına oranla bir okul, çok sayıda
kitap, üç yazar ve bir caminin yanı sıra diğer kültürel aktiviteler ile de son derece canlı bir topluluktur.
Avustralya’ya yerleşen tatar toplumunun üyeleri ilk olarak İkinci Dünya savaşını takiben Çin’de çıkan iç
savaş sonucu yerlerinden olan Doğu Türkistan ve Mançurya’daki Tatar topluluklarının üyeleridir. İkinci
bir dalga ise neredeyse tüm diğer Tatar diasporalarında olduğu gibi Sovyetler birliğinin dağılmasından
sonra meydana gelmiş ve eski Sovyet devletlerinden bir göç dalgası yaşanmıştır. Aslında ilk göç
dalgasında gelen pek çok Tatar da Avustralya hükümetinin “Beyaz Avustralya” politikası kapsamında
o dönem Rus vatandaşı sayılan Tatarların beyaz ırk sayılması ile gerçekleşmiştir. Bu politikaya göre
yalnızca Avrupa kökenlilerin Avustralya’ya göç etmesine izin verilmekteydi. Buna gerekçe olarak ise
Çin ve diğer Asya ve Afrika ülkelerinden gelenlerin Avustralya’da düşük ücretlerle çalışarak haksız
rekabete neden olacakları gösterilmiştir. Ancak kağıt üzerinde Avrupalı görünen Rus vatandaşlarından
da Kalmık, Buryat, Ermeni gibi Avrupaî görünüme sahip olmayanların konsolosluklarda yapılan
mülakatlarda elendiği, bu aşamada “pub test” adı verilen bir standart kullanıldığı görülmüştür. Buna
göre Sydney’de bir bara girip yürüdüğünde içeridekilerin dikkatini çekecek kadar egzotik görünümü
olmayanlar Avrupalı sayılmış ve Ermeniler, Kalmıklar ve hatta İspanyol ve İtalyanlardan bazıları dahi
Avrupalı sayılmamış, ancak Tatarlar görünüşe göre çok büyük bir sorunla karşılaşmadan göç
etmişlerdir.
Ancak bunula birlikte Tatarca Avustralya’da Topluluk Dili (Community language) statüsünde değildir
ve bu nedenle devlet desteği görmemektedir. Buna rağmen Tatar toplumu önce bireysel çabalarla bir
evde, daha sonra ise bir azınlık okulu olarak daha kurumsal bir şekilde Tatarca, İslam dini ve Tatar
kültürü, tarihi ve diğer konularda çocuklara eğitim verilen ve başka etkinlikler yapılan bir okul
açılmıştır. Avustralya’daki Tatar toplumunun üyeleri arasında Ziya Maski, Ayşe Maski, Sofya Çanişef
gibi yazarlar çıkmış ve bu yazarlar toplamda dörtten fazla ülkede 8’den fazla kitap basmıştır ki 700 kişi
civarı olan bir topluluk için bu sayı oldukça etkilidir. Bu kitapların bazıları şiir, bazıları ise
Avustralya’daki Tatar toplumunun Avustralya’ya gelmeden önceki ve geldikten sonraki hikayelerini
aktarması açısından hem Tatar dili ve edebiyatının önemli eserleridir hem de bu konuda çalışmak
isteyen tarihçi, sosyolog ve diğer disiplinlerdeki akademisyenler için değerli kaynaklardır. Bu
kitaplardan “Gözyaşları ile Islanan Topraklar” gibi bazıları Türkiye’de çeviri olarak ve orijinal dillerinde
de basılmışsa da baskılarına ulaşmak güçtür.
Öte yandan Avustralya’da eğitim faaliyetleri yukarıda belirtilen nedenlerle yaşanan güçlüklere
rağmen topluluk üyelerinin gönüllü iştirakleriyle önce evde hafta sonu okulu olarak daha sonra ise
kiralanan bir okul binasında hafta sonları Tatar Başkurt Etnik Okulu adıyla devam ettirilmiştirEdebiyat ve eğitim alanlarındaki bu faaliyetler dışında Avustralya Tatar toplumu Tatarların geleneksel
olarak kutladıkları Sabantuy kutlamalarını Adelaide’de sürdürmektedir. Bu festivalde yapılan kültürel
etkinlikler, oyunlar ve ziyafetler sayesinde genç nesillere Tatar kültür ve kimliğinin aktarılmasının yanı
sıra Avustralya’da Tatar kültürünün de tanıtılması ve bu kimliğin tanınmasına katkıda
bulunulmaktadır.