1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine alınan Göreme Milli Parkı ve Kapadokya
Kayalık Sitleri’nin eşsizliği tartışılamayacak bir gerçekliktir. Jeolojik oluşumunun yanı sıra,
üzerindeki binlerce yıllık yaşanmışlık, kültürel birikim ve buna bağlı olarak gelişmiş olan bir
yaşam tarzının varlığı bölgenin eşsiz olmasının sebepleridir. Kapadokya’da yaşayan insanlar
çok eski tarihlerden beri özel jeolojik yapısına bağlı olarak kayaları şekillendirmiş ve buraları
kendilerine yaşam alanı haline getirmişlerdir. Günümüzde bu sosyal gerçekliğe bağlı olarak
oluşmuş olan yaşam birimleri, kimi zaman restaurant kimi zaman da konaklama işletmesi olarak
turizm amaçlı kullanılmaktadır. Bu konaklama işletmeleri de dünyada eşsiz olan “kaya
otellerinin” doğmasına neden olmuştur. Kaya oteller eski ve yeniyi, doğal ve lüksü bir araya
getiren yani zıtlıkları bir arada kullanan hibrit bir turistik ürüne dönüşmüşlerdir. Son yıllarda
lüksü ve doğallığı bir arada sunan ve aynı anda çevre dostu olan pek çok otelin kendilerini hibrit
otel olarak pazarladıkları görülmektedir. Dünyada elli adet hibrit otel bulunduğu ve sayılarının
ilerleyen yıllarda artacağı çalışma sırasında tespit edilmiştir. Bu çalışmanın amacı kaya otellerin
son zamanlarda duyulmaya başlayan hibrit turizm bağlamında değerlendirilip
değerlendirilemeyeceğini belirleyebilmektir. Bu bağlamda Kapadokya’daki kaya otellerden 20
tanesinin yetkilisiyle yüz yüze görüşülmüş ve hibrit otel özelliği taşıyıp taşımadıkları
değerlendirilmiştir. Araştırma neticesinde kaya otellerin pek çok özelliği ile hibrit otel
sayılabileceği ancak atık sistemi, enerji ve su tüketiminde bazı eksiklerinin bulunduğu tespit
edilmiştir. Bu eksiklikler kaya otellerin hibrit otel olarak pazarlanmalarını güçleştireceği gibi
sürdürülebilirliği de olumsuz olarak etkilemektedir. Belirlenen eksikliklerin giderilmesi halinde
kaya otellerin uluslararası turizm pazarında yeni bir etiketle pazarlanması mümkün olacaktır.
The uniqueness of Goreme National Park and Cappadocia Rocky Sites, which were
taken to the UNESCO World Heritage List in 1985, is an unquestionable reality. Besides
geological formation, the existence of thousands years of experience, cultural richness and a life
style developed on this basis are among the reasons why the region is unique. People living in
Cappadocia have shaped rocks made them a living spaces for them making use of special
geological structure since ancient times. Nowadays, these life units are sometimes used as
restaurants and sometimes as accommodation enterprises for tourism purposes. These
accommodation enterprises have also led to the birth of "cave hotels", which are unique in the
world. Cave hotels have become hybrid tourist products that combine old and new, natural and
luxurious, that is, a combination of contrasts. In recent years, it has been seen that many hotels
that offer luxury and naturalness and that are environmentally friendly market themselves as a
hybrid hotel. It has been determined in the study that there are fifty hybrid hotels in the world,
and the number will increase in the following years. The aim of the study is to determine
whether or not cave hotels can be considered in the context of hybrid tourism. In this context,
face-to-face interviews were conducted with 20 executives of cave hotels in Cappadocia and
whether the hotels have properties that hybrid hotels have. As a result of the research, it has been determined that many properties of the cave hotels can be regarded as hybrid hotels;
however, they lack some properties such as waste system, energy and water consumption. These
shortcomings will not only hamper marketing cave hotels as hybrid hotels but also affect
sustainability negatively. If the determined shortcomings are eliminated, it will be possible to
market cave hotels on the international tourism market with a new label.