Günümüzde insanlığın karşı karşıya kaldığı en önemli ve ciddi problemlerden birisi
doğanın ve çevrenin tahrip edilmesidir. Çevre kirliliği, küresel ısınma, iklim
değişikliği, biyoçeşitliliğin azalması, ormansızlaşma gibi ortaya çıkan çevre sorunları
tüm canlıları tehdit etmektedir. Çevresel bozulmanın giderek artmasıyla,
sürdürülebilir kalkınma kavramı önemli hale gelmiştir. Sürdürülebilir kalkınma
ekonomi, toplum ve çevre boyutları arasında bir dengenin kurulması gerektiğini ifade
etmektedir. Çevre sorunlarının merkezinde çoğunlukla insanın olması nedeniyle,
çözümü yine onun elindedir. Dolayısıyla sağlıklı bir çevrede yaşayabilmek ve
gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için öncelikli amaç doğayı,
çevreyi ve ekosistemi korumak olmalıdır ve bunun için herkesin sorumluluk
üstlenmesi gerekmektedir. Bu noktada, insanın doğa ve çevre ile barışık ve uyumlu
bir şekilde hareket etmesi önemlidir. Çevre sorunlarını minimum seviyeye indirmeye
yönelik politikaların oluşturulması önem arz etmektedir. Bunun için çevre
sorunlarının doğru tespit edilmesi, değerlendirilmesi ve buna göre çözüm üretilmesi
gerekmektedir. Bu bağlamda, bu çalışmada amaç, öncelikle sürdürülebilir kalkınma
kavramı hakkında kavramsal çerçeve oluşturmak ve sürdürülebilir kalkınmanın
tarihsel süreçteki gelişimini ortaya koymaktır. Ardından tüm insanlığı ilgilendiren
çevre sorunları ve söz konusu sorunların nedenlerini ele alarak, çevrenin ve doğanın
önemini anlatmak ve böylece ekonomik büyümeyi, refah artışını ve kalkınmayı
gerçekleştirirken çevrenin göz ardı edilmemesi konusunu vurgulamaktır. Son olarak,
1991-2014 dönemi yıllık verilerini kullanarak G7 ülkeleri için ekonomik büyüme,
doğrudan yabancı yatırımlar ve çevre kirliliği arasındaki ilişkiyi panel veri analizi
yardımıyla incelemektir. Elde edilen ampirik sonuçlara göre, ekonomik büyümenin
çevre kirliliği üzerindeki etkisi anlamlı ve pozitiftir. Buna karşın, doğrudan yabancı
yatırımların ve nüfusun çevre kirliliği üzerindeki etkisi negatiftir. Bunların yanı sıra,
ticarette meydana gelen artışın çevre kirliliğini de artırdığı sonucuna varılmıştır.
Panel Granger Nedensellik Analizi sonuçlarına göre ise hem çevre kirliliği ve
ekonomik büyüme hem de çevre kirliliği ve doğrudan yabancı yatırımlar arasında çift
yönlü nedensel bir ilişki bulunmaktadır. Ayrıca doğrudan yabancı yatırımlar ile
ekonomik büyüme arasında çift yönlü bir nedensel ilişki mevcuttur.
One of the most important and serious problems that humanity is facing today is the
destruction of nature and the environment. Environmental problems such as
environmental pollution, global warming, climate change, decrease in biodiversity,
deforestation etc. threaten all living things. With the increasing of environmental
degradation, the concept of sustainable development has become important.
Sustainable development means that a balance should be established between the
economic, social and environmental dimensions. Since people are mostly at the
center of environmental problems, the solution is still in their hands. Therefore, in
order to live in a healthy environment and leave a livable world to future generations,
the primary goal should be to protect the nature, the environment and the ecosystem,
and everyone should take responsibility for this. At this point, it is important for
people to act at peace and in harmony with nature and environment. It is important to
establish policies to minimize environmental problems. For this, environmental
problems must be correctly identified, evaluated and solutions must be produced
accordingly. In this context, the aim of this study is to create a conceptual framework
about the concept of sustainable development and to reveal the development of
sustainable development in the historical process. Then, by addressing the
environmental problems that concern all humanity and the causes of these problems,
to explain the importance of the environment and nature, and thus to emphasize the
issue of not ignoring the environment while realizing economic growth, welfare
increase and development. Finally, it is to examine the relationship between
economic growth, foreign direct investments and environmental pollution for G7
countries using annual data for the period 1991-2014 with the help of panel data
analysis. According to the empirical results, the effect of economic growth on
environmental pollution is significant and positive. In spite of this, foreign direct
investments and population have a negative impact on enviromental pollution. In
addition to these, an increase in trade increases environmental pollution. According
to the results of the Panel Granger Causality Analysis, there is a bi-directional causal
relationship between environmental pollution and economic growth, as well as
environmental pollution and foreign direct investments. In addition, there is a bidirectional causal relationship between foreign direct investments and economic
growth.