Politik ekoloji, doğa ve toplumun insan ve insan dışı varlıkları içeren politik bir
ekonomide birlikte üretildiğini iddia eden bir yaklaşımdır. Pek çok teorisyen, alanı hâkim
insan-çevre ilişkileri yaklaşımının “apolitik” analizinin aksine çevreyle toplumsal ilişkileri
daima politik olarak tanımlar: bu ilişkilerin daima iktidar ilişkileri tarafından
biçimlendirildiği, toplumsal farklılık ve eşitsizlikler tarafından yapılandırıldığı ve yeniden
üretildiği alanın önemli ve ayırıcı argümanlarıdır. Politik ekoloji toplumsal ve çevresel
süreçleri sadece açıklamaya değil, aynı zamanda toplumsal adalet ve radikal siyaset yönelimli
alternatif bir anlayış getirmeye de çalışan bir yaklaşımdır. Batı düşüncesinde toplum doğa
ilişkisini açıklamaya yönelik üç ana yaklaşım vardır: teknomerkezci, ekomerkezci ve
toplumsal. İlk ikisi düalist bir açıdan, doğayı dışsal ve evrensel görür. Bu düalizm çevre
iktisadının teknomerkezciliğinde olduğu gibi yeşillerin radikal ekomerkezciliğinde de
bulunur. Teknomerkezcilik araçsal aklı önceliklendirir ve doğanın kontrolünü insan
mutluluğunun bir aracı olarak görür. Bunun aksine ekomerkezcilik insanlığa değil doğaya
öncelik verir. Fakat üçüncü bir yaklaşım, doğanın toplumsal üretimi yaklaşımının bu iki
yaklaşıma karşı ayrıcı üstünlükleri vardır. Bu yaklaşım toplum (kapitalizm) ve doğa arasında
ontolojik bir ayrımı reddeder, kapitalist bir dünyada doğanın artık doğal olmadığını,
söylemsel (ideolojik) ve maddi düzeyde sermaye birikimi hizmetinde üretildiğini ve çevresel
sorunların ve bunların çözümünün ancak kapitalist ekonomi politiğin gerçekliklerinin
anlaşılması sayesinde açıklanabileceğini ileri sürer. Bu makalede toplumsal doğa ve doğanın üretimi tezi eleştirel bir yaklaşımla analiz edilmiştir.
Political ecology is an approach argues that nature and society are produced together
in a political economy that includes humans and non-humans. Many theorists define the field
in opposition to “apolitical” analyses of dominant human–environment relationships: analysis
of ways in which social relationships with the environment are always political, always
shaped by power relationships, and structured by and reproductive of social difference and
inequality, have been major and distinguishing arguments in political ecology. Political
ecology is normative in its approach, that seek not just to explain social and environmental
processes, but to construct an alternative understanding of them, with an orientation toward
social justice and radical politics. In western thought, there have been three major approaches
to nature society relationships: technocentric, ecocentric and social. The first two see in a
dualist way, as external and universal. This dualism, found in the technocentrism of
environmental economics as well as in the radical ecocentrism of greens. Technocentrism,
prioritise instrumental reason and sees the control of nature as a means to the human
happiness. By contrast, ecocentrism place nature rather than humanity first. But the third, the
social production of nature approach has distinct advantages over former conceptualisations.
It denies an ontological separation between society (capitalism) and nature. Its claim is that in
a capitalist world, nature is no longer natural, but instead, actively produced at a discursive
and material level in the service of capital accumulation. The production of nature thesis
suggests that we can best explain environmental questions and their solution through an
understanding of the realities of capitalist political economy. In this article social nature
approach and the production of nature thesis analysed critically.