Abstract:
15. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına kadar Türkistan coğrafyasının
ortak yazı dili Çağatay Türkçesidir. Şincañ Uygur Özerk Bölgesi’nde
yaşayan Uygur Türklerinin Çağatay Türkçesiyle divan, mesnevi,
tezkire ve risale gibi türlerde çok sayıda eser verdikleri bilinmektedir.
Bu eserler içinde yaygınlığı ve sayısıyla en çok dikkat çeken ise
geleneksel meslekleri konu alan risalelerdir. Yüzyıllarca sözlü gelenek
aracılığıyla aktarılan geleneksel mesleklere ilişkin bilgi ve tecrübeler,
özellikle 18. ve 19. yüzyılda Çağatay yazı dilinde “risale” adıyla
yazıya geçirilmiştir. Temelde sözlü gelenek ve kaynaklardan beslenen
risale yazma geleneğinin çok yaygın olduğu Uygur Türklerinde,
geleneksel mesleklerin ve bunların yasası olarak tanımlayabileceğimiz
risalelerin sayısı tam olarak bilinmemektedir. Ancak yaptığımız
araştırmalarda, farklı ülkelerdeki kütüphane kataloglarında 40 mesleğe
ilişkin 120 civarında risale tespit etmiş bulunmaktayız.
“Risale” olarak adlandırılan eserler, genellikle 13 cm
uzunluğunda, 9 cm genişliğinde ve daha çok cepte taşınabilecek
nitelikteki el yazmalarıdır. Bunlar çiftçilik, tüccarlık, ağaç oymacılığı,
çobanlık, sepetçilik, çömlekçilik, dericilik, aşçılık gibi mesleklerin
ortaya çıkışını, mesleğin pirlerini, mesleği icra edenlerin uyması
gereken kuralları ve icra sırasında okunması gereken ayet ve duaları
içeren eserlerdir.
Çağatay Türkçesiyle Kaşgar, Hoten, Yarkent, Kumul ve Turfan
gibi şehirlerde kaleme alınan el yazma eserlerin büyük bir kısmı 19.-20. yüzyılda misyoner, seyyah ve araştırıcılar tarafından toplanarak
farklı ülkelere götürülmüştür. Günümüzde geleneksel meslekleri konu
alan ve Çağatay Türkçesi ile yazılmış olan risaleler başta Lund
Üniversitesi Kütüphanesi (İsveç) olmak üzere Rusya Bilimler
Akademisi Doğu Bilimi Enstitüsü Kütüphanesi, Fransız Bilimler
Akademisi Kütüphanesi, Şincañ Uygur Özerk Bölgesi Eski Eserler
İşhanesi ve İktisadi Fenler Akademisi Kütüphanesi’nde
bulunmaktadır. Ayrıca Japon araştırıcıların yanı sıra Kaşgar, Hoten,
Yarkent, Turfan ve Ürümçi’de yaşayan kişilerin şahsi
kütüphanelerinde de bu eserlerden bazıları bulunmaktadır.
Uygurlara ait geleneksel meslekleri konu alan çalışmaların daha
çok Çin ve Japonya’da yapıldığını görmekteyiz. Bu eserlerin Türk
kültür tarihi ve Çağatay Türkçesi araştırmalarında önemli veriler
sunacağını dikkate alarak “Çağatay Türkçesiyle Yazılan ve Geleneksel
Meslekleri Konu Alan Risalelerin Araştırılması, İncelenmesi ve
Yayımlanması” başlığını taşıyan bir proje hazırladık. Nevşehir Hacı
Bektaş Veli Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Projesi Birimi
tarafından desteklenmesi kararlaştırılan projeyi (NEÜBAP 16S14
Nolu Proje) hayata geçirdik.
Proje kapsamında geleneksel meslekleri konu alan risaleler,
mesleğin ortaya çıkışı ve icrası, yaratım ve aktarım süreçleri,
risalelerin içerik ve işlev özellikleri gibi açılardan incelenmiştir.
Elinizdeki “Risāle-i Tegürmendçilik (Değirmencilik Risalesi)” adlı
çalışma, söz konusu projenin ilk eseridir.
Uygurlar, değirmen için “tügmen”, değirmencilik mesleği için ise
“tügmençilik” ifadesini kullanmaktadır. Uygurlarda bilinen en eski
değirmen, yarğunçak adı verilen el değirmenleridir. En eski dönemde
kullanılan ve her ailenin evinde bulunan bu değirmenler buğday,
mısır, arpa ve burçak gibi hububatları öğütmek için kullanılmıştır.
Günümüzde bunların kullanım alanları azalmakla birlikte özellikle
köy ve mezralarda az da olsa eski işlevini devam ettirmektedir. Bugün
Uygurlar arasında elektrik ile çalışan değirmenler yaygın olmakla birilikte su ile çalışan ve geleneksel yöntemlerle un öğüten
değirmenler mevcuttur. Değirmenler kurulduğu mahallerin ad
almasında da etkili olmuştur. Kaşgar, Hoten, Yarkent gibi şehirlerdeki
“Tügmenbaşı, Beştügmen, Yakatügmen, Tügmenarık” mahalleleri
bunlardan bazılarıdır.
Çalışmanın Giriş kısmında risale kavramı ve Çağatay Türkçesiyle
yazılmış risalelerin genel özellikleri hakkında bilgi verilmiştir.
1.Bölüm’de gelenek, geleneksel meslek ve mesleki örgütlenme
konuları üzerinde durulmuştur. 2. Bölüm’de Uygurlarda risalecilik
geleneği ve risalelerin özellikleri hakkında bilgi verilmiştir.
3.Bölüm’de, Türk kültüründe değirmenciliğin yer ve önemi üzerinde
durulmuştur. 4. Bölüm’de çalışmanın asıl konusunu oluşturan Risale-i
Tegürmendçilik (Değirmencilik Risalesi) isimli eserin içerik ve işlev
özellikleri tanıtılıp değerlendirilmiştir. 5. Bölüm’de çalışmaya konu
olan eserin transkripsiyonlu metnine yer verilmiştir. Çalışma Dizin ve
Sözlük, Sonuç, Kaynaklar ve Faksimile Metin ile tamamlanmıştır.