İslam dininde akla çok büyük önem verildiği halde her şey akıl ve mantık kurallarına bağlanamaz. Akıl asla önemsiz hale de getirilemez. Çünkü aklı olmayanın dini de yoktur. Her şey matematiksel sonuçlar doğurmaz. Bundan dolayı evrende katı bir determinizm yoktur. Erken dönem bazı kelâmcıların kabul ettiği, delilin çürütülmesi ile medlûlün de çürütülmüş olacağı (in’ikâs-ı edille) fikrini kabul etmek, konunun matematiksel bir zorunluluktan kaynaklandığını zannetmekten doğmaktadır. Delil ve onun medlulü matematiksel olarak, akla ve mantığa aykırı olarak eşitlenmektedir. Bazı kelâm ekolleri de imanın matematiksel olarak sadece kuru bir söz veya bilgiden ibaret olduğunu zannetmişlerdir. Daha dikkat çekici olanı İslam’ı sırf akıl penceresinden gören bazı ekoller Allah’ın matematiksel olarak bazı şeyleri yapmasının O’nun için bir zorunluluk olduğunu iddia etmişlerdir. Halbuki Allah’a zorunlu görevler yüklenemez. Allah, kazâ ve kader konusunda her şeyi bir ölçüye göre yarattığını ifade etmektedir.
Abstract: Although the great importance given everything imaginable in Islam can’t connect to the rules of logic and reason. Never mind can’t be insignificant. Not everything can lead to mathematical results. Therefore, the universe is never a strict determinism in everything. Adopted by the ancient theologians, medlûl would have also been refuted with evidence to refute to accept the idea, assume that arises from the subject stems from a mathematical necessity. Evidence and his Medlul are his mathematical proofs and are synchronized in violation of reason and logic. Some theological schools to have faith in mathematical thought it was just a word composed of dry or information. Some schools claimed that Allah Almighty is a necessity of doing things for Him. Allah refers to that created by a measure everything on fate.