Özet:
Bu çalışmada Allah’ın yaratma sıfatı olan tekvîn, yaratmanın tevḥîd inancıyla ilişkisi ve kulların fiillerinin yaratılışı konuları incelenmektedir. Bu konular İslam dininin temel kaynakları Kur’an-ı Kerim ve sahih Sünnet ışığında araştırılmaktadır. Bu çalışmada Kur’an ve sünneti anlama çabasında olan kelamcıların görüşlerine de büyük ölçüde yer verilmektedir. Kelamcıların meselelere bakış tarzları incelenmekte ve bir sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Ulûhiyetin temel özelliklerinden birisi hiç şüphesiz yaratma, yaratabilme özelliğidir. Yaratabilmek ve yaratamamak ulûhiyetin en önemli alâmet-i fârikasıdır. Yaratamayan, yaratma gücü ve özelliği olmayan, kendisi de yaratılmış olan varlıkların ilâh diye nitelendirilmesi şirke bulaşmış toplulukların inancında kendisine yer bulsa da tevḥîd üzere inşa edilmiş olan İslam’da Allah’ın dışında bir varlığın ilâh olarak adlandırılması mümkün değildir. Zira yaratma gücüne sahip olmayan bir varlık ilâh olamaz. Kâinât ve içerisindekilerin tamamı Allah’ın yaratmasının sonucudur. İnsanlık âlemi O’nun yegâne yaratıcı olduğunu benimsemiştir. İlkel kabile dinlerinde bile yüce ve her şeyi yaratan bir tanrı anlayışı vardır. Câhiliyye Arapları da Allah’a şirk koşmakla beraber O’nun yegâne yaratıcı olduğu inancında idiler. “Kulların Fiillerinin Yaratılışı” konusu ise kelam ilminde kader inancının bir devamı olarak ele alınan teknik konulardan biridir. Kader inancı kelam ilminin anlaşılması zor olan konulardan biri olmakla beraber kulların fiillerinin yaratılması konusu da kader inancı kadar anlaşılması zor olan konulardandır. Kadere imanı bir iman esası hatta iman esaslarının bütünleyicisi olarak kabul eden Ehl-i Sünnet Ekolleri ve onlarla aynı görüşte olanlar, kulların fiillerini de Allah’ın yarattığını kabul etmişlerdir. Kaderi inkâr edenler bunun sonucu olarak kulların fiillerini Allah’ın değil, kulların kendilerinin yarattığını iddia etmişlerdir. Böylelikle tevḥîd inancına aykırı olarak kula yaratıcılık vasfı yüklemişlerdir. Çalışmamızda öncelikle yaratma ile ilgili Kur’an’da geçen âyetler tespit edilip, sınıflandırılmış ve değerlendirilmiştir. Kelam ekollerinin mümkün mertebe kendi aslî kaynaklarından istifade edilmeye çalışılmıştır. Özellikle Mu‘tezile, Eş‘arîler ve Mâtürîdîlerin kendi temel kaynaklarına müracaat edilmiştir.
Abstract:
Creation (Takween) and The Creation of Human Acts: In this study, the subjects of takwîn, which is Allah's attribute of creation, the relationship of creation with the belief of tawhid, and the creation of the deeds of the servants are examined. These issues are explored in the light of the main sources of Islam, the Qur'an and the authentic Sunnah. In this study, the views of theologians who are trying to understand the Qur'an and the Sunnah are also included to a large extent. The way the theologians view the issues is examined and an attempt is made to reach a conclusion. One of the basic features of divinity is undoubtedly the ability to create. Being able to create and not being able to create is the most important mark of divinity. Although the description of beings who cannot create, who have no power and ability to create, and who are created themselves, as gods, finds a place in the beliefs of communities involved in shirk, it is not possible to call a being other than Allah as a god in Islam, which was built on the basis of tawhid. For, a being that does not have the power to create cannot be a god. The universe and everything in it are the result of Allah's creation. The world of humanity has accepted that He is the only creator. Even in primitive tribal religions there is an understanding of a supreme and all-creating god. The Arabs of Jahiliyya also believed that he was the only creator, although they ascribed partners to Allah. The subject of "Creation of the Acts of the Slaves" is one of the technical subjects considered as a continuation of the belief in destiny in the science of kalam. Although the belief in destiny is one of the subjects that are difficult to understand in the science of kalam, the subject of the creation of the deeds of the servants is one of the subjects that are as difficult to understand as the belief in destiny. Schools of Ahl as-Sunnah and those who agree with them, who accept belief in destiny as a basis of belief and even as a complement to the principles of belief, have accepted that Allah creates the actions of servants. As a result, those who deny qadar claim that the deeds of the slaves are created by the slaves themselves, not by Allah. Thus, contrary to the belief of tawhid, they attributed the quality of creativity to the slave. In our study, first of all, the verses in the Qur'an about creation were identified, classified and evaluated. It has been tried to benefit from the original sources of the schools of kalam as much as possible. In particular, reference was made to the basic sources of Mu'tazila, Ash'aris and Maturidis.