Küresel iklim değişikliği sebebiyle gün geçtikçe sel ve taşkınların oluşumu ve şiddeti artmaktadır. Taşkın riskine sahip su yapılarından bir tanesi de Kayseri ilinde bulunan Kapuz Deresi'dir. Bu derede meydana gelebilecek bir taşkının meskun mahal ile Aladağlar Milli Parkı bünyesinde yer alan ve dünyanın en yüksek ikinci şelalesi olması nedeniyle her yıl yerli ve yabancı çok sayışa ziyaretçiyi ağırlayan Kapuzbaşı Şelalesine ait ziyaret alanlarına ve ziyaretçilerine zarar verebileceği belirlenmiştir. İnceleme alanında topraklarda horizonlar tam oluşmamıştır bu da toprakların akan sular ile taşınmasını ve yüksek dağlık kesimlerde dik eğimli yüzeyler oluşmasını sağlamasıyla suyun eğime bağlı akışa geçmesi hızlanmıştır. Tez çalışması kapsamında sel ve taşkınların oluşturduğu etkiler araştırılmıştır. Ardından sel ve taşkın risk hesaplamalarında kullanılan yöntemler ile sel ve taşkınları engellemek için inşa edilmesi gereken yapılar değerlendirilmiştir. Bu aşamada Kapuz Deresi ve yağış havzasında meydana gelebilecek taşkınlar için DSİ'nin Mockus ve DSİ sentetik yöntemi ile yapmış olduğu hesaplamalar incelenmiştir. DSİ'nin Mockus ve DSİ sentetik yöntemi ile hesaplamış olduğu Kapuz deresinin tekerrür debileri Q100=252.28 m3 /sn ve Q500=348.71 m3 /sn olarak tespit edilmiştir. Taşkın önlemi olarak ise DSİ tarafından Kapuz Deresi üzerine 4 ve 6 m yüksekliklerinde 2 adet tersip bendi yapılması, Km:0+000-Km:1+100 arasındaki 1.100 m uzunluğunda taban genişliği 24,00 m yüksekliği 3,30 m ve taban kaplama kalınlığı 0,20 m olan dik duvarlı kargir kanal ile yol geçişleri için iki adet kemer kesitli köprü yapılması uygun bulunmuştur. Son bölümde ise sel ve taşkınlara karşı genel olarak alınması gereken tedbirler verilmiştir.
The occurrence and severity of floods are increasing day by day due to global climate change. One of the water bodies at risk of flooding is the Kapuz Stream in Kayseri province. It has been determined that a flood that may occur in this stream may cause damage to the residential neighborhoods and the visiting areas and visitors of Kapuzbaşı Waterfall, which is located within the Aladağlar National Park and hosts many local and foreign visitors every year due to being the second highest waterfall in the world. In the study area, horizons are not fully formed in the soils, which accelerates the flow of water due to the slope by allowing the soils to be transported by flowing water and the formation of steep sloping surfaces in high mountainous areas. Within the scope of the thesis study, the impacts of floods and floods were investigated. Then, the methods used in flood and flood risk calculations and the structures that should be built to prevent floods and floods were evaluated. At this stage, the calculations made by DSİ with the Mockus and DSİ synthetic method for the floods that may occur in Kapuz Creek and the rainfall basin were examined. The recurrence flows of Kapuz stream calculated by DSİ with Mockus and DSİ synthetic method were determined as Q100=252.28 m3 /sec and Q500=348.71 m3 /sec. As flood prevention measures, it was found appropriate by DSİ to construct 2 reversing dams with heights of 4 and 6 m on Kapuz Creek, a 1.100 m long masonry channel with a base width of 24,00 m, a height of 3,30 m and a base coating thickness of 0,20 m between Km:0+000- Km:1+100 and two arch section bridges for road crossings. In the last section, measures to be taken against floods and floods in general are given.