Bu araştırma, çocuğu yoğun bakım ünitesinde yatan annelerin gereksinimlerinin, kaygı düzeylerinin ve başetme tarzlarının belirlenmesi amacı ile tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Niğde Eğitim Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesinde yatan çocukların anneleri (N=210) oluşturmaktadır. Etik kurul, kurum izni ve annelerin onamı alınan araştırmada veriler; Çocuk ve Ebeveyn Bilgi Formu, Çocuk Yoğun Bakım Aile Gereksinim Ölçeği (Aile Formu)(ÇYBAGÖ), Durumluluk-Sürekli Kaygı Ölçeği ve Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği (SBTÖ) kullanılarak, Ekim 2018- Mayıs 2019 tarihleri arasında annelerle yüz yüze görüşülerek toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesi; bilgisayar ortamında tanımlayıcı istatistikler, Cronbach alpha, independent t-testi, Anova testi, Posthoc (Tukey) analizi ve Pearson korelasyon testi kullanılarak yapılmıştır. Annelerin gereksinimlerinin yüksek düzeyde olduğu (ÇYBAGÖ=165.71±34.64), en fazla yakınlık ve güven gereksinimi, en az destek gereksinimi olduğu tespit edilmiştir. Çocuklarının hastalığına yönelik bilgi alamayan, aldıkları bilgiyi yeterli bulmayan, sosyo-ekonomik durumunu düşük düzeyde algılayan, köyde yaşayan annelerin gereksinimlerinin daha yüksek düzeyde olduğu bulunmuştur (p<0.05). Annelerin kaygı düzeylerinin yüksek olduğu (Durumluluk Kaygı Puanı (DKP)=44.04±6.79; Sürekli Kaygı Puanı (SKP)=50.02±7.66) belirlenmiştir. Yaşam desteği alan ve yoğun bakım ünitesinde yatışının üçüncü gününde olan çocukların annelerinin kaygı düzeylerinin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (p<0.05). Annelerin SBTÖ alt boyutlarından, en çok sosyal destek arama yaklaşımını en az çaresiz yaklaşımı kullandıkları bulunmuştur. Çocuğun yoğun bakımdaki yatış gün sayısı arttıkça annelerin boyun eğici yaklaşımı daha çok kullandığı belirlenmiştir (p<0.05). Annelerin SBTÖ boyun eğici ve çaresiz yaklaşım alt boyutları puanları ile ÇYBAGÖ destek gereksinimleri puanları arasında (r=208, p<0.001; r=236, p<0.001) pozitif yönde zayıf düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Başka bir deyişle annelerin destek gereksinimleri karşılandıkça boyun eğici ve çaresiz yaklaşımlarının azalacağı tespit edilmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda; sağlık profesyonellerinin özellikle eğitim ve danışmanlık rolü olan hemşirelerin, annelere hastalık süreci, tedavisi, uygulanan müdahaleler konusunda bilgi vermesi, belli aralıklarla annelere çocuklarının güven içinde olduğunun gösterilmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması önerilmektedir.
This descriptive study was conducted to determine the needs, anxiety levels and coping styles of mothers whose children were hospitalized in the intensive care unit. Sample of the study was composed of mothers (N=210) of the children who were hospitalized/monitored in the intensive care unit at Niğde Education Research Hospital. Data were collected with Child Intensive Care Family Needs Scale (Family Form) (CICFNS), State-Trait Anxiety Scale (STAS) and Stress Coping Styles Scale (SCSS) by a face-to-face interview with mothers between the dates of October 2018-May 2019 for the study in which the ethical approval, institutional approval and consent of mothers were obtained. Data were analyzed with descriptive statistics, Cronbach's alpha, independent samples t test, ANOVA test, Post hoc (Tukey) analysis and Pearson correlation tests. It was determined that mothers's needs were high (CICFNS=165.71±34.64), they required proximity and trust mostly and support at least. Need scores of the mothers who could not receive information about their children's disease, with low socio-economic level and who lived in rural areas (village) were higher (p<0.05). It was found that anxiety levels of the mothers were high (STAS=44.04±6.79; SCSS=50.02±7.66). Anxiety scores of the mothers having children with life support and on the 3rd day of hospitalization in intensive care were higher (p<0.05). Mothers were found to use seeking for social support approach at most and helpless approach at least among styles of coping with stress. It was determined that as the number of days of hospitalization in the intensive care unit increased, mothers used the submissive approach more (p<0.05). Correlation analysis results have shown that there was a weak positive correlation between submissive and helpless approach scores with support requirements scores (r=208, p<0.001; r=236, p<0.001), which means that as mothers' support needs are met, their submissive and helpless approaches will decrease. According to these results; health professionals, especially nurses with training and counseling roles were recommended to inform mothers about the disease process, treatment and interventions and making arrangements to show the mothers at regular intervals that their children are safe may be advised.