Abstract:
Coğrafi Keşiflerle birlikte Asya’dan Yeni Dünya’ya kadar uzanan coğrafyada geniş bir ticaret ağı kuran Portekiz ve İspanya, bu sayede Avrupa ekonomisinin en önemli aktörleri konumuna yükselmişlerdir. Ancak 17. yüzyıla gelindiğinde Avrupa’nın ekonomik güç merkezi İber Yarımadası’ndan Kuzey Denizi’ne, yani Portekiz ve İspanya’dan Hollanda’ya kaymıştır. Hollanda’nın bu konuma yükselmesinde etkili olan faktörlerden biri ise Asya ile Avrupa arasındaki ticareti kontrol eden Portekiz’in bu gücünü ele geçirmek amacıyla dönemin şartlarında güçlü bir sermaye ile kurulan Birleşik Doğu Hindistan Şirketi’dir (Vereenigde Oost-Indische Compagnie-VOC). 1602 yılında kurulan bu şirket hem Avrupa ile Asya arasındaki özellikle baharat ticaretinde hem de Asya içi gümüş, çay, ipek, pamuk ve baharat ticaretinde önemli bir rol oynamıştır. VOC’un bu başarısı üzerine Hollanda, Yeni Dünya’daki tütün ve şeker plantasyonlarını da ele geçirerek ticaret imparatorluğunu Asya'dan Yeni Dünya’ya kadar genişletmek istemiştir. Bu doğrultuda 1621 yılında kurulan Batı Hindistan Şirketi (The Dutch West India Company-WIC) ilk etapta Batı Afrika kıyılarından gemilere yüklediği köleleri Yeni Dünya’daki plantasyonlarda çalıştırmak üzere buraya taşımış, daha sonra ise bu plantasyonlardan elde ettiği ürünleri Avrupa’da satmıştır. Böylece hem köle ticaretinden hem de elde edilen ürünlerin Avrupa’da satılmasından önemli bir gelir elde etmiştir. Ancak Hollanda’nın kurmuş olduğu bu ticaret imparatorluğu 18. yüzyıl itibarıyla yavaş yavaş güç kaybetmeye başlamıştır. Dünya ticaretine hâkim olmak isteyen İngiltere ile girdiği savaşlarda birçok sömürgesini kaybeden Hollanda’nın, aynı zamanda bu savaşlar nedeniyle katlanmak zorunda kaldığı maliyetler, ülke piyasalarının çökmesine ve finansal açıdan zayıflamasına neden olmuştur. Bu gelişmelerin sonucunda Hollanda’nın özellikle Asya ticaretine yön veren ve bu sayede ticari ve ekonomik yönü güçlü bir ülke hâline gelmesini sağlayan VOC 1799 yılında ve WIC ise 1794 yılında dağılmıştır. Böylece 1579 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra özellikle VOC üzerinden güçlü bir ticaret imparatorluğu kuran Hollanda’nın 19. yüzyıla gelindiğinde ekonomik anlamda eski gücünden çok uzakta olduğu görülmektedir. Bu doğrultuda çalışma giriş ve sonuç kısımları hariç iki ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünden sonraki birinci bölümde Hollanda ekonomisinin yükselişinde etkili olan VOC ve WIC'in Asya, Afrika ve Yeni Dünya'daki ticari faaliyetleri ele alınmıştır. Şirket faaliyetlerinin en yoğun olduğu 17. yüzyıl boyunca dünya ticaretine hâkim olan Hollanda’nın 18. yüzyıl itibarıyla bu gücünü yavaş yavaş kaybetmesinin nedenleri ise ikinci bölümde incelenmiştir. Sonuç kısmında ise bağımsızlıktan sonraki yaklaşık iki yüz yıllık bir süreçte yükseliş ve çöküş dönemlerine arka arkaya giren Hollanda ekonomisi ile ilgili genel bir değerlendirme yapılmıştır.