Abstract:
Türk kültür tarihi ve coğrafyası içinde önemli yer tutan Türk
boylarından biri Uygurlardır. Gerek sözlü kültürün gelişmesi ve
yayılmasında gerekse Türk yazı sistemi ve matbuatının tekâmülünde
büyük etkisi bulunan Uygurlar, tarihin her döneminde kültürel
zenginliğinin yanı sıra medeniyete sağladığı katkıyla da dikkat
çekmiştir. Dil, yazı, edebiyat, müzik, resim, minyatür, sanat gibi
alanlarda güçlü birikime sahip olan Uygurlar, bu kültürel mirasını
günümüzde de farklı coğrafyalarda sürdürmeye devam etmektedir.
Çin’in Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan Uygurların bir kısmı, son
yüzyılda çeşitli siyasi ve sosyal nedenlerle Kazakistan, Kırgızistan,
Özbekistan, Türkiye gibi farklı ülkelere göç etmek zorunda kalmışlardır.
Çin’den Kazakistan’a 1870’li yıllarda başlayan Uygurların göçü, 1960’lı
yıllara kadar devam etmiştir. Günümüzde, 250.000 civarında Uygur
nüfusunun bulunduğu coğrafyalardan biri olan Kazakistan, onların
kültürel miraslarını sürdürmeleri ve milli kimliklerini korumaları için
uygun bir ortam olmuştur. Uygurların bu zengin kültürel mirasının
tespiti, derlenmesi ve tanıtılması amacıyla hazırlanan “Uygurların Somut
Olmayan Kültürel Mirası: Almatı Örneği” isimli proje, Yurtdışı Türkler ve
Akraba Topluluklar Başkanlığı tarafından desteklenmiş ve hayata
geçirilmiştir. Proje kapsamında hazırlanan çalışmalardan biri de
“Kazakistan’da Yayımlanan Uygurca Eserler Kataloğu” isimli eserdir.
Ülkemizde, Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan Uygurların sözlü kültür
geleneği, dili, edebiyatı ve tarihi gibi konular üzerine özellikle son
yıllarda çok sayıda bilimsel çalışma yapıldığını söyleyebiliriz. Ancak
önemli oranda Uygur nüfusa sahip olan ve çok sayıda Uygurca eser
yayımlanan Kazakistan coğrafyası bu çalışmaların dışında kalmıştır. Bu
sahadaki çalışmalar, Kazakistan’da yaşayan birkaç Uygur edip ve onların
eserleri ile sınırlıdır. Kazakistan Uygurlarının kültürel ve edebi
yaratımlarının bir kılavuzu mahiyetindeki bu çalışmanın amacı da
ülkemizde bu konuda araştırma yapan ya da yapmak isteyen
araştırıcılara bir kapı aralamak ve onların çalışmalarına kolaylık
sağlamaktır.
Kazakistan’da gerek SSCB döneminde gerekse Kazakistan’ın
bağımsızlığını kazanması sonrasında yayımlanan Uygurca eserlerin
sayısı oldukça fazladır. Uygurca dergi, gazete, kitap gibi eserlerin yayım
süreci günümüzde de devam etmektedir. Ancak bu çalışmanın konusu Uygurca yayımlanmış kitaplar ile sınırlı olduğu için, elinizdeki eserde
süreli yayınlar ve gazeteler yer almamaktadır.
Bu esere konu olan Uygurca kitapların tespiti, temini ve kataloglanma
sürecinde izlenen yöntem şöyledir: Kazak Kızlar Devlet Pedagoji
Üniversitesi Kazak Dili Bölümü Başkanı Prof. Dr. Jarkin Suleymenova ve
R. B. Suleymanov Şarkiyat Enstitüsü Uygur Tetkikat Merkezi’nde görevli
Doç. Dr. Gulbahram Molotova ve Dr. Elvira Molotova Kazakistan’daki
kütüphanelerde bulunan Uygurca yayımlanmış eserlerin tespiti, temini
ve kataloglanması süreçlerini yürütmüşlerdir. Proje yürütürücüsü Doç.
Dr. Adem Öger ise “Uygurların Somut Olmayan Kültürel Mirası:
Kazakistan” adlı çalışmanın ve “Kazakistan Uygurları 1-2” isimli belgesel
filmin çekimleri süresince saha araştırmasında, Kazakistan’da şahsi
kütüphanelerde bulunan Uygurca eserleri tespit ederek kataloglamıştır.
Böylece hem resmî kurumlar olan kütüphanelerde hem de şahıslarda
mevcut olan Uygurca eserlerden tespit edilenlerin kataloglanması süreci
tamamlanmıştır.
Kütüphalerde Uygurca yayımlanmış eserlere yönelik tespit
çalışmalarında ve saha araştırmalarında, Uygur tarihi, edebiyatı,
kültürü, dili vb. konularda Rusça ve Kazakça olarak yayımlanmış
eserlerin de tespiti yapılmış, ancak projenin kapsamında olmadığı için
bu çalışmaya dâhil edilmemiştir. Aynı şekilde Özbekistan, Rusya, Çin ve
Uygur Özerk Bölgesi’nde neşredilmiş Uygurca eserler de belirlenmiş,
ancak bu çalışmada bunlara yer verilmemiştir. Dolayısıyla elinizdeki
çalışma, Kazakistan’da Uygurca olarak yayımlanmış ve tarafımızdan
tespit edilebilen eserlerin kataloğunu içermektedir.
Kazakistan’da Uygurca yayımlanmış eserlerin tespitini zorlaştıran en
önemli amillerin başında Uygurca eser kaleme alan yazar, şair ya da
araştırmacının hazırladığı kitabı, kendi imkânları çerçevesinde özel bir
yayınevinde çok az sayıda (genellikle 50-100 arasında) yayımlatması ve
bu kitapların kütüphanelere ulaştırılmamasıdır. Nitekim saha
araştırmalarımızda sadece müellifin ve yakın dostlarının elinde bulunan
kitaplara çokça rastladığımızı belirtmek gerekir. Bu durum, Uygurca
yayımlanmış eserlerin bütününü tespit etmeyi oldukça
zorlaştırmaktadır. Bu nedenle, elinizdeki eserde yer alan Uygurca
kitapların dışında, tespit edemediğimiz eserlerin de olduğu
muhakkaktır.
Kazakistan’da Uygurca eserlerin yayımlanması tespit edebildiğimiz
kadarıyla 1930’lu yıllarda başlamış ve günümüze kadar devam etmiştir.
Bu çalışmada, Kazakistan’da Arap, Latin ve Kiril alfabesiyle Uygurca
olarak yayımlanan 607 kitap yer almaktadır. Kronolojik olarak Uygurca
yayımlanan eserlerin belirli yıl aralıklarına göre dağılımı şöyledir: 1934-1940 yılları arasında 8, 1941-1950 yılları arasında 28, 1951-1960
yılları arasında 149, 1961-1970 yılları arasında 59, 1971-1980 yılları
arasında 90, 1981-1990 yılları arasında 221, 1991-2000 yılları arasında
13, 2001-2010 yılları arasında 25, 2011 yılından sonra 14 eser
yayımlanmıştır.
Eserlerin türü ve içerik özelliklerine göre dağılımı ise şöyledir: Edebiyat
488, siyaset 20, dil 30, edebiyat, dil ve tarih 1, coğrafya 4, biyoloji 1, din
9, tarih 18, asronomi 1, eğitim 15, tıp 3, iktisat 2, folklor 7, müzik 1, fizik
3, matematik 3, kimya 1.
Çalışmada yer alan kitaplardan 115’i tercüme eser olup, bunlardan 93’ü
1951-1960 yılları arasına aittir. Diğer taraftan eserlerden 8’i Latin
alfabesiyle, 92’si Arap harfli Uygur alfabesiyle, 507’si ise Kiril alfabesiyle
yayımlanmıştır. Burada dikkat çeken husus 1950-1960 yılları arasında
gerek tercüme eserlerin sayısının gerekse Arap harfli Uygur alfabesiyle
yayımlanan eserlerin çokluğudur.
Eserlerin kataloğu hazırlanırken dış kapak esas alınmış ancak kitabın
dış kapağında veriler eksikse veya dış kapak yıpranmışsa iç kapaktaki
bilgiler kullanılmıştır. Tahribata uğramış olan kitaplarda eğer kitap
kapağı yoksa mevcut ilk sayfa esas alınmıştır. Katalogta, ilk olarak Kiril
harfleri ile eserin künyesine (yazarı/tercüme edeni/derleyeni, eserin
adı, yayım tarihi, yayınevi, sayfa sayısı ve konusu vb.), ardından
transkripsiyonlu metnine ve eserin kapak resmine yer verilmiştir. Arap
ve Latin harfleri ile Uygurca yayımlanan eserlerin künyesi verilirken, bir
standart oluşturma adına önce Kiril harfleriyle yazılmış, ardından
transkripsiyonlu metin verilmiştir.
Katalog hazırlanırken transkripsiyonlu metinde ortak Türk
alfabesindeki harfler esas alınmıştır. Bu bağlamda е-ä, ң-ñ, қ-q, x-x
harfleri kullanılmıştır. Latin harfleri ile yayımlanan Uygurca eserlerde
j/y harflerine ilişkin standart bir kullanım olmadığı dikkat çekmektedir.
Bu durumda eser künyesi verilirken “j” harfi “y” harfine dönüştürülerek
(mejdanida/meydanida) transkripsiyon edilmiştir. Bunun dışında
“Kazakstan”, “Kazağistan” gibi kelimelerin transkripsiyonu doğrudan
yapılmıştır.
Kazakistan’da Uygurca eğitim veren okullarda veya sınıflarda
okutulmak üzere yayımlanan ve “derslik” adı verilen ders kitaplarının
sayısı oldukça fazladır. İlköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki okullarda
okutulan “Tarih”, “Uygur Dili”, “Fizik”, “”Matematik” gibi bazı ders
kitaplarının Uygurca yayımlanması günümüzde de devam etmektedir.
Ancak elinizdeki çalışmaya tespit ettiğimiz ders kitaplarından örnek
teşkil etmesi bağlamında birkaçını dâhil ettik. Çünkü ders kitapları güncellenerek ya da orijinalliği korunarak her yıl yeniden
yayımlanmaktadır.
“Uygurların Somut Olmayan Kültürel Mirası: Almatı Örneği” isimli
projeyi destekleyen ve proje kapsamında elinizdeki bu eserin de
yayımlanmasını sağlayan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar
Başkanlığına teşekkür ederim. Ayrıca kütüphane ve saha
araştırmalarıyla eserde yer alan kitapların tespiti, temini ve
kataloglanma sürecini birlikte yürüttüğümüz Kazak Kızlar Devlet
Pedagoji Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Jarkin Suleymenova ve R. B.
Suleymanov Şarkiyat Enstitüsü Uygur Tetkikat Merkezi’nde görevli Doç.
Dr. Gulbahram Molotova ve Dr. Elvira Molotova’ya müteşekkirim. Eserin
tasarım ve dizgisini yapan Öğr. Gör. Pınar Güngür’e de teşekkürlerimi
sunarım.