Bu araştırma, klimakterik dönemdeki kadınların yaşam biçimlerinin D vitamini düzeyine etkisini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Araştırmanın evrenini, 21.05.2018-28.12.2018 tarihleri arasında Erciyes Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nin kadın doğum polikliniğine başvuran, klimakterik dönemdeki (40-64 yaş) kadınlar oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemi, evreni belli olmayan örneklem genişliği formülüne göre hesaplanmıştır. Dahil edilme ölçütlerine uyan ve çalışmaya katılmayı kabul eden toplam 380 klimakterik dönem kadın ile araştırma tamamlanmıştır. Araştırmanın verileri, ''Veri Toplama Formu'' ve araştırmaya katılan kadınların laboratuvar sonuçlarından D vitamini düzeyine bakılarak toplanmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiklerden sayı, yüzde, ortalama ve standart sapmaya bakılmış, grupların karşılaştırılmasında Ki-kare testlerinden yararlanılmıştır. Araştırmaya katılan klimakterik dönem kadınların serum 25(OH)D vitamini seviyelerinin %72.1'inde eksiklik, %18.4'ünde yetersizlik düzeyinde olduğu belirlenmiştir. Kadınların menopoza girme, sigara dumanına maruz kalma, sürekli ilaç kullanma, et ve et ürünleri tüketimi, meyve ve sebze tüketimi, önceden ve şuanda takviye D vitamini alma durumu ile klimakterik dönem kadınların D vitamini düzeyleri arasında istatistiksel olarak farkın anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0.05). Sonuç olarak, araştırmamızda klimakterik dönemdeki kadınların çoğunluğunda eksiklik düzeyinde 25(OH)D seviyelerinin olduğu saptanmıştır. Beslenme şekli, sigara dumanına maruz kalma, sürekli ilaç kullanma ve takviye D vitamini alma gibi yaşam biçiminin D vitamini düzeyini etkilediği göz önüne alındığında, klimakterik dönemdeki kadınlara sağlık profesyonelleri tarafından D vitamini alımını engelleyen durumlar, kandaki bu vitamin seviyesinin korunması ve sürdürülmesinin önemi konusundaki farkındalıklarının artırılması önerilmektedir.
This descriptive study was conducted to determine the effect of the lifestyle of women in the climacteric period on their vitamin D levels. The study universe consisted of women in the climacteric period (40-64 years of age) who had presented at the obstetrics and gynecology department of a Health Care Application and Research Hospital of Erciyes University between 21 May and 28 December 2018. The study sample was calculated using the formula for the sample size from unknown population size. The study was then completed with a total of 380 women in the climacteric period who met the inclusion criteria and volunteered to participate. Study data were collected using the "Data Collection Form" and the vitamin D results obtained from the laboratory. Numbers, percentages, mean and standard deviation were used as the descriptive statistics when evaluating the data while the chi-square test was used for comparing the groups. The blood serum 25 (OH)D level was found to be at the deficiency level in 72.1% and the insufficiency level in 18.4% of women in the climacteric period. There was a statistically significant relationship between the vitamin D levels of the women and the menopausal status, exposure to cigarette smoke, regular drug use, and the consumption of meat and meat products, fruit and vegetables in addition to current or past history of supplemental vitamin D use (p<0.05). In conclusion, we found that most of women in the climacteric period in our study had blood serum 25 (OH)D levels that were within the deficiency range. Considering that lifestyle factors such as being exposed to cigarette smoke, regular drug use and taking supplemental vitamin D influences the vitamin D level, we recommend to increase the awareness of the women in the climacteric period of the conditions preventing vitamin D intake and the importance of maintaining the levels of this vitamin in the blood by health care professional.