Özet:
1864’te İstanbul’da doğan, 1888 yılında Şık romanı ile yazı hayatına atılan Hüseyin Rahmi Gürpınar; ölüm tarihi olan 1944 yılına kadar pek çok roman yazarak kalemiyle geçinmiştir. Eserlerinde alafrangalık, ahlaki yozlaşma, batıl inançlar, geçim sıkıntısı, kadın-erkek ilişkilerindeki sorunlar, menfaat düşkünlüğü, cahillik gibi konuları işlemiş; mizah yolu ile sosyal tenkitte bulunmuştur. Roman kişilerini, mensup oldukları sosyal ve kültürel katmana uygun olarak konuşturmuş ve canlandırmıştır. Özellikle kişilerin ön plana çıkan farklı özelliklerini karikatürize ederek anlatmış, böylece mizahi bir ton yakalayarak okuyucuyu güldürmüştür.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın roman türündeki tüm eserleri incelendiğinde sosyal eleştirinin mizahla harmanlandığı görülmektedir. Ele aldığı tüm konular içerisinde, eleştirinin yoğun bir şekilde yöneltildiği konuların başında kadın ve erkek arasındaki ilişkiler gelmektedir. Romanlarda, kadın-erkek arası ilişkiler söz konusu olduğunda mutlu bir beraberlik yaşayan çifte rastlanmamaktadır. Özellikle genç erkek-yaşlı kadın ya da yaşlı erkek-genç kadın şeklinde oluşturduğu çiftler arasında görülen sevgi, saygı ve sadakat bağından uzak davranışlar; yazarın eleştirel söylemini güçlendirmede kullanılmıştır. Hüseyin Rahmi Gürpınar, kadın-erkek ilişkilerinde görülen gayriahlaki durumları göz önüne sermiş, olumsuzluklara işaret etmiş ancak bir çıkış yolu göstermeden bunları sadece güldürü unsuru olarak kullanmıştır.
Bu çalışmada, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın tüm romanları içerisinde kadın-erkek ilişkilerine dair çıkarımların yoğun olarak yer aldığı sekiz roman tespit edilmiş ve incelenmiştir. Genç erkek-yaşlı kadın birlikteliğinin görüldüğü Metres (1900) ve Kaynanam Nasıl Kudurdu? (1927); yaşlı erkek-genç kadın birlikteliğinin yaşandığı ve bu ilişkiye dair yorumların yer aldığı Metres (1900), Toraman (1919), Cehennemlik (1924), Dünyanın Mihveri Kadın mı, Para mı? (1949), Deli Filozof (1964), Ölüler Yaşıyor mu? (1973) ve Namuslu Kokotlar (1973) adlı eserleri çalışmanın malzemesini oluşturmuştur. Yapılan çalışma sonucunda sekiz romanda da, aralarında yaş farkı olan kadın ve erkeğin yaşadığı birliktelikte olumsuz sonuçlarının ortaya çıkmasında cinsî arzuların ve para tutkusunun etkili olduğu görülmüş ve buradan hareketle elde edilen bulgular değerlendirilmiştir.