Kavramlarla düşünen insan, düşündüklerini göstergelerle anlatır. Dildeki ekler, kelimeler, cümleler birer dilsel göstergedir. Göstergelerin ses ve kavram olarak birbirini tamamlayan iki yönünün olması dilin hem biçimsel hem anlamsal boyutunun olduğu ve dil incelemelerinin bu iki boyutun da dikkate alınarak yapılması gerektiği anlamına gelir. Dilbilim incelemelerinde dilin biçimsel boyutu, yani dilsel göstergelerle işaretlenmiş görünen tarafı yüzey yapı; anlamsal boyutu, yani herhangi bir işaretleyicisi bulunmayıp varlığı algılanabilen tarafı derin yapı kavramlarıyla karşılanır. İletişim sırasında bazı dil birimleri yüzey yapıya aynen taşınırken bazı birimler eksiltiye gidilerek derin yapıda bırakılır. Eksilti, anlatımda kolaylık sağlamak, ifadeye güç kazandırmak, gereksiz tekrarlardan kaçınmak gibi sebeplerle sözlü veya yazılı iletişim sırasında dilin bazı birimlerinin, o dilin kendine özgü kurallarına bağlı kalınmak suretiyle, yüzey yapıya taşınmayıp derin yapıda bırakılması olayıdır. Eksik birimlerin yüzey yapıda oluşturduğu boşlukların doğru olarak doldurulması, özellikle tarihî metin incelemelerinde büyük önem taşır. Çünkü bir metnin doğru olarak anlaşılması, o metnin derin yapısının doğru olarak çözülmesiyle mümkündür. Bu amaç doğrultusunda çalışmada XV. yüzyıl Çağatay şairlerinden Atâyî’nin gazellerinde yer alan eksiltili yapılar tespit edilmeye ve bu yapılar ortaya çıkış yerleri, oluşma sebepleri bakımından incelenmeye çalışılmıştır.
People think based on concepts and express their opinions with signs. Affixes, words, and sentences in a language are all signs. Because the signs have two complementary features with sound and concept, a language has both a structural and a semantic dimension, which means any analysis on language must take both into consideration. Such linguistic analyses rely on the structural dimension which is the surface structure visible through linguistic signs and the semantic dimension which is the deep construction that is comprehendible but unsignified. Some linguistic units are expressed clearly during communication while some are left in the deep construction though ellipses. Ellipsis is the literary construction which omits some literary clauses in that language’s inherit rules to ease expression, increase its influence, and avoid unnecessary repetitions. It is of utmost importance to correctly fill the gaps of the omitted units in the surface structure especially in terms of analysing historical texts. The correct understanding of a text relies on the correct identification of its deep and elliptical construction. This study aims to identify the elliptical constructions in the lyrics by the 15th century Chagatai poet Atayi and to analyse the origins and reasons of these ellipses.