Abstract:
Cemaleddin Efendi, “Karsizade” diye bilinir. Süleymaniye müderrislerinden Karslı
Hoca Mehmed Efendi‟nin oğludur. ilmiye sınıfında yetişmiş, medreselerde müderrislik
yapmış olduğu. Süleymaniye Medresesi bunlardan biridir. Âlim bir kişiydi. Karsî-zade, Karsi-zâde ve Hocazade lakablarıyla anılmıştır.
1836‟da yaptıan Şehzade sünnet düğünleri dolayısıyla alanında ilk defa yazılan Türkçe
dinî ve tıbbî kitabına “Me‟dübetü‟l-Hitan” (istanbul, 1252) adÝnÝ vermiĢtir. Sultan II.
Mahmud‟a sunulan bu risale, aynı yılda Takvim-i Vekayi‟de basÝlmÝĢtÝr.
Daha sonra kadılık mesleğine geçmiş;1837‟de Selânik kadısı olmuştur. Ancak 1839
tarihinde azledilerek istanbul‟a dönmüştür. Ardından Takvîm-i Vekāyi„ musahhihliğine getirilmiştir. 5 yıl boyunca (1840-1845) bu vazifede kalmıştır. Cemâleddin Efendi‟nin Ģöhreti, Takvîm-i Vekāyi„ musahhihliği sonrasında Sultan Abdülmecid‟in emriyle kaleme aldığı “Âyîne-i Zurefâ” (1843) adlı eserinden gelir. Kitabın önemi ise “bu alanda yazılmış ilk eser” olmasından kaynaklanmaktadır.
Bursa kadılığın a tayin edilir ancak görev yerine gitmeden İstanbul'da (ö.1845) ölmüştür.
Karslı Cemalettin Efendi‟nin tarihçiliği, eserinin Osmanlı Türkçesiyle birkaç defa
yayınlanması ve günümüz alfabesine aktarılması yüzünden (2003) yeterince ele alınmıştır.
Cemaleddin Efendi, Huzur Derslerine (1822-1837) de katılmıştır. „Huzur
Dersleri‟yle ilgili bir makale yayÝnlanmÝĢtÝr. Ancak Osmanlıca baskıları sahaflarda gezen, mesela „Me‟dübetü‟l-Hitan‟ın tarihî, folklorik ve sosyolojik yönleri olduğundan; muhtevasının tanıtılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.
Ayrıca “Fevaidü‟l-Veledeyn” isimli, “sarf-nahiv” konulu eser, “Karsîzade Muhammed
Cemal‟e atfedilmektedir. Türkçe yazıldığı için önemli olan bu eser aslında Çörekçi-zade
Ahmed Nüzhet Efendi‟ye aittir. Eserin başındaki takriz yazısından dolayı Karsîzade‟ye ait olduğu sanılmıştır. Bu yanlış bilgi, başkaları tarafından tekrarlanmayı sürdürmektedir.
Doğrusunun belgeleriyle birlikte ortaya konulması gerekmektedir.
Eserleri hayattayken basılan Cemaleddin Efendi‟nin el yazması bir tercümesi
bulunmaktadır. Takvimi‟l-Vekaî'de musahhih olduğu yıllarda (1840-1845) kısmen kısaltarak tercüme ettiğini belirtmektedir. Fethü'l-Müte'al fî Medhi'n-Niâl adlÝ eser, el-Tilmisanî‟ye (ö.1632) aittir. Terceme-i Fethü'l-Müte'al fî Medhi'n-Niâl adlı yazma, Amasya Beyazıt İl Halk Kütüphanesi'nde bulunmaktadır. Yazma nüshasını da edindiğimiz bu eserin içeriğinin akademi dünyasına tanıtılmasında fayda görülmektedir.