Abstract:
Gönlü insan sevgisi ile dolu olan, tasavvufta fenâfillâh anlayışına sahip
bulunan Ebû’l-Hasan el-Harakânî (352/963-425/1033) İran’ın tarihî
Horasan bölgesinde yaşamış bir sûfîdir. Ömrünün son yıllarında,
dervişleriyle birlikte fetih ordusunun manevî komutanı olarak Kars
civarına gelmiş, şehit düşerek Kale eteklerine gömülmüştür. Allah,
peygamber ve sahabe yolunu izleyen bu sûfînin, 1590’lı yıllarda, Kars
Kalesi’nin imarı sırasında kabri ortaya çıkarılarak adına cami ve türbe
yapılmıştır. Harakani’nin bizzat kendisinin telif ettiği bir eserinin varlığı
bilinmemektedir. Ancak söz ve menkıbeleri daha sonra bazı müritleri ve
bazı tezkire yazarları tarafından kaleme alınmıştır. Yazılı kaynaklar bize
Harakânî’nin din sevgisi yanında insan sevgisi ile dolu olduğunu
göstermektedir. Bu makalede, Kars’taki keşfinden beri kabri ziyaret yeri
olan ve halkın gönlünde taht kuran bu zatın ‘neden bu kadar çok sevildiği’
sorusunun cevabı aranacaktır.