Abstract:
Enerji, fiziksel bir sistemin yapabileceği işi belirleyen bir fonksiyon olarak tanımlanır. Enerji üretimindeki amaç sürdürülebilir, güvenilir, ucuz ve temiz yöntemlerle enerjiyi üretebilmektir. Türkiye, enerji üretimi konusunda birçok yöntemin aynı anda kullanılabileceği bir bölgede yer almaktadır. Günümüzde hâlen birincil enerji kaynağı olarak nitelendirilen petrol, kömür, hidroelektrik kaynaklarla enerji üretimi yapıldığı gibi yenilenebilir enerji kaynağı olarak nitelendirilen rüzgâr, güneş enerjisi ve jeotermal kaynaklar ile de enerji üretimi yapılmaktadır. Bunlara ek olarak, nükleer enerjiden elektrik üretimi ile ilgili lisans çalışmaları sürmektedir.
Şu anda ülkemizde 2006 yılına ait enerji kaynaklarına göre üretim miktarlarına bakıldığında enerji ihtiyacının %98’i birincil enerji kaynaklarının kullanımı ile gerçekleştirilmektedir. Üretilen enerjinin fosil yakıt adı verilen yakıtlar kullanılarak üretilmesinden dolayı bazı olumsuz etkileri söz konusudur. Çıkarılan fosil yakıtların zamanla bitecek olması, petrol ve doğal gaz gibi yakıtlarda ise yaklaşık %54 oranında dışa bağımlılık sebebiyle enerji üretiminde hidroelektrik ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı artırılmalıdır. Hidroelektrik Santraller (HES); yenilenebilir, yerli doğal kaynağa bağlı, işletme ve bakım giderlerinin düşük, fiziki ömürlerinin diğer enerji santrallerine göre uzun oluşu, çevresel etkilerinin az oluşu, kırsal kesimlerde ekonomik ve sosyal yapıyı canlandırması gibi nedenlerle diğer enerji üretim tesislerine göre üstündür. Ülkemizin ekonomik hidroelektrik enerji potansiyeli 127,6 Milyar kWh/yıl'dır. Sahip olduğumuz bu potansiyelin % 35'i işletmede, % 8'i inşa halinde ve geri kalan % 57'si ise proje aşamasındadır. İnşa halinde ve proje kapsamında olan HES’lerin de enerji üretimine katılması ile birlikte fosil yakıtlara bağlı üretimin oranı azalacaktır.
Bu çalışmada ülkemizdeki HES’lerin durumu ve gelecek planlama döneminde yapılacak olan üretimin ülkemize getirileri incelenmiştir.