Özet:
Tarih boyunca çeşitli kavimlerin ve milletlerin mücadelelerine sahne
olan, değişik dinleri ve kültürleri buluşturan, tarihî İpek Yolu üzerinde yer
alması nedeniyle ticaretin ve sanatın merkezi olma özelliği gösteren Doğu
Türkistan topraklarında yaşayan Uygur Türkleri, erken dönemde yerleşik
hayata geçmeleri nedeniyle zengin bir sözlü kültür geleneğine ve yazılı
edebiyata sahiptir. Yaşadıkları coğrafyanın merkezî bir konumda olması
nedeniyle Uygur Türklerinin sözlü kültürü ürünleri, Türk kültürünün zengin
kaynaklarını içinde barındırmaktadır.
Her toplumun kendi kültürünü, kendisinin ortaya çıkarıp yoğurduğu,
geliştirdiği ve değiştirdiği; kendi kültürünün adeta mimarı olduğu bilinen bir
gerçektir. Bu bağlamda sosyal hayatın her alanını içine alan Uygur efsaneleri
de Uygur Türklerinin tabiatı ve hayatı algılayış biçimini, dinî hayatını,
davranış kalıplarını, ideal insan tiplerini ve kültürel değerlerini ortaya
koyması bakımından önemlidir. Uygur efsaneleri üzerine yapılacak
çalışmalar hem Uygur Türklerinin hem de Türk Dünyasının inanç ve
düşünüş sisteminin ve buna bağlı olarak şekillenen kültürel değerlerin tespit
ve tahlil edilmesinde büyük yarar sağlayacaktır. Türkiye’de Uygur efsaneleri
üzerine kapsamlı bir çalışmanın yapılmamış olması, bu çalışmanın şeklinin
belirlenmesinde etkili olmuştur.
Çalışmanın “Uygur Türkleri ve Doğu Türkistan” adlı Giriş kısmında,
ilk olarak Uygur Adı ve Uygur Türklerinin tarihi, ikinci olarak da Uygur
Türklerinin yaşadığı Doğu Türkistan’ın coğrafî, ekonomik, demografik,
siyasî ve dinî yapısı hakkında bilgi verilmiştir. Giriş kısmı, çalışmanın
konusu, amacı ve çalışmada kullanılan araştırma ve inceleme yöntemlerinin
tanıtılmasıyla tamamlanmıştır.
Çalışma Giriş bölümü dışında, dört bölümden meydana gelmektedir.
“Uygur Efsaneleri Üzerine Yapılan Çalışmalar” adlı 1. Bölüm’de, Uygur
efsanelerine ilişkin ilk bilgilerin yer aldığı tarihî kaynaklar başta olmak üzere
19. yüzyıldan itibaren Çin’de, Rusya’da, Kazakistan’da, Türkiye’de ve Doğu
Türkistan’da Uygur efsaneleri üzerine yapılan çalışmalar tanıtılıp
değerlendirilmiştir.
Çalışmanın 2. Bölüm’ü, “Bir Tür Olarak Efsane ve Uygur Efsaneleri”
adını taşımaktadır. Bu bölümde, başta Batı’da olmak üzere Türkiye’de ve
Doğu Türkistan’da efsane türü hakkında ileri sürülen görüşler ele alınmış ve
efsane tanımları yapı, içerik, işlev, yaratım ve aktarım özellikleri bakımından
değerlendirilmiştir. İkinci olarak Batı’da, Türkiye’de ve Doğu Türkistan’da
efsane üzerine yapılan çalışmalara yön veren efsane tasnifleri incelenmiş ve
elimizdeki metinlerden hareketle Uygur efsaneleri konularına göre
sınıflandırılmıştır. Son olarak da efsanenin sözlü kültür ortamı ve anlatmaya
dayalı mit, masal, destan, halk hikâyesi ve memorat gibi türlerle ilişkisi
tartışılmıştır.
Çalışmanın “Uygur Efsanelerinin Yapı, Muhteva ve İşlev Özellikleri”
adlı 3. Bölüm’ünde, Uygur efsaneleri üzerine metin merkezli yaptığımız bu
çalışmaya kaynaklık eden metinlerden seçtiğimiz örnekler ışığında, Uygur
efsanelerinin yapı, muhteva ve işlev özellikleri tespit edilmiştir. Uygur
efsaneleri muhteva yönünden “mitolojik unsurlar”, “dinî unsurlar”, “tarihî
unsurlar”, “sosyal hayat ve geleneklerle ilgili unsurlar” başlığı altında
incelenmiştir. Bu bölüm, Uygur efsanelerinin işlev özelliklerine ilişkin tespit
ve değerlendirmelerle tamamlanmıştır.
“Metinler” ismini taşıyan 4. Bölüm’de, Doğu Türkistan’da çeşitli
kitap, dergi ve gazetelerden tespit ve temin ettiğimiz üçyüz Uygur
efsanesinin öncelikle Uygur Türkçesi metinlerine, ardından da Türkiye
Türkçesine aktarmalarına yer verilmiştir.
“Sonuç” kısmında, çalışmanın diğer bölümlerinde yaptığımız tespitler
ve elde ettiğimiz bulgular ve sonuçlar toplu olarak değerlendirilmiştir.
Çalışmanın sonunda ise, kullandığımız kaynakların yazarların soyadına göre
sıralandığı “Kaynaklar” yer almaktadır.
2008 yılında doktora tezi olarak hazırladığımız elinizdeki bu çalışma,
dil ve imla açısından yeniden gözden geçirilerek yayına dönüştürülmüştür.
Eserin hazırlanmasının üzerinden bir hayli yıl geçmiş olması nedeniyle o
yıllarda yardım aldığım değerli hocalarımın ve arkadaşlarımın sahip
oldukları akademik unvanlar ve çalıştıkları kurumlar dahi değişmiştir. Bu
münasebetle lisans öğrenimimden yüksek lisans ve doktora eğitimime
uzanan süreçte birlikte çalışma fırsatını yakaladığım ve her daim yolbaşçım
olan kıymetli Hocam Prof. Dr. Mustafa ARSLAN’a bütün kalbimle teşekkür
ederim.
Bu çalışmanın hazırlanması için beni teşvik eden, kütüphanesi ve
şahsî fikirleriyle her zaman destek olan saygıdeğer Hocam Prof. Dr. Fikret
TÜRKMEN’e; ayrıca çalışmalarımın başından sonuna kadar yardımlarını
hiçbir zaman esirgemeyen ve görüşlerini benimle paylaşan değerli hocalarım
Prof. Dr. Alimcan İNAYET ve Prof. Dr. Metin EKİCİ’ye şükranlarımı
sunarım.
Çalışmamızda kullandığımız efsane metinlerinin bize ulaşmasında
yardımcı olan Şincang Üniversitesi Folklor ve Antropoloji Bölümü öğretim
üyesi Prof. Dr. Rahile DAVUT’a ve bu çalışmayı hazırladığım süre boyunca
her konuda destek olan Dr. Öğr. Üyesi Baki Bora HANÇA ve Dr. Öğr.
Üyesi İsmail Turan KALLİMCİ’ye müteşekkirim.