Bu araştırma, Kur’ân ayetleri perspektifinde Yüce Allah’ın kullarıyla yaptığı ilahî sözleşmeleri incelemeyi amaçlamaktadır. Allah Teâlâ insanın fıtratına kendisini tanıma ve iman etme kabiliyetini yerleştirmiştir. Buna ilahî sözleşme denilmektedir. Bazı insanlar dünyada bu ilahî sözleşmenin gereğine göre hareket ederken, bazıları ise bu ilahî sözleşmeyi unutmakta veya göz ardı etmektedir. Dolayısıyla verdiği söze aykırı hareket etmektedir. Yüce Allah, insanlık tarihi boyunca çeşitli zamanlarda peygamberler göndermek suretiyle insanlara ilahî sözleşmenin gereğince hareket etmelerini hatırlatmış ve onları Allah’ın buyrukları doğrultusunda bir hayat sürmeye sevk etmiştir.
Kur’ân’da Allah Teâlâ’nın bütün insanlardan söz aldığı ifade edilmektedir. Bu sözleşmenin henüz insanlar yaratılıp dünyaya gönderilmeden ruhlar âleminde gerçekleştiğini söyleyenler olduğu gibi bu ilahî sözleşmenin insanın fıtratında mevcut olan iman kabiliyetinin temsili bir dille anlatımından ibaret olduğunu söyleyenler de olmuştur. Ayrıca Allah Teâlâ, insanlık tarihi boyunca peygamberlerden, Ehl-i Kitap olan Yahudi ve Hıristiyanlardan ahit aldığı gibi müşriklerden ve müminlerden de ahit almıştır.
Allah’a verilen ahdin mutlaka yerine getirilmesi gerekir. Allah’a verdiği sözü yerine getirenler büyük mükâfatlara mazhar olacaklardır. Kur’ân’a göre ahdi bozmak haramdır. Ahdi bozmanın kefareti yoktur. Başka bir ifadeyle, ahdi bozmanın günahı kefaret ödemekle ortadan kalkmaz. Allah’a verdiği sözü yerine getirmeyenler/verdiği ahdi bozanlar ise dünyada lanetlenmekte ve kalplerinin katılaşması ile çeşitli bela ve musibetlere mazhar olmaktadırlar. Allah’a verdiği ahdi bozanlara Yüce Allah ahirette büyük bir azap hazırlamıştır.
The aims in this study is to examine the divine contract of almighty Allah with
His servants in the perspective of Qur'anic verses. First, misak and ahd concepts
used for the divine contract in the Qur'an were analyzed. Then, the divine
agreements of Allah with his creatures are explained in the light of the Qur'anic
verses. The research was concluded by noting the rewards of those who remain
faithful to and the penalties to those who violate the divine agreements.
God created human and placed ability to know and to believe their creators and
His discipline. This is called the divine contract. Indeed, in verse of A’raf 172 God
has asked all souls the question “Am I not your Lord?” and after this question, all
the souls replied that "Yes you are our Lord, we promise". This is called elest
bezmi or bezm-i elest. Some scholars have said that this convention took place in
the realms of the souls before people were created and sent to the world. The
others say that this divine contract consists of the expression of the faith placed
in human nature (fıtrat) in a representative language. The vious of God’s deed is
unknown as the form of His existence. Man can never comprehend the vious of
His deeds just as man cannot comprehend the form of His existence. Only Allah
knows the truth since this is a metaphysical matter. We do not know entirely and
exactly how Allah took the promise from man. It is compulsory to human being
to believe that God has taken the promise from man about believing in his
existence and oneness. Almighty Allah has placed the ability to every human
nature to know Allah and to believe in His discretion.