Özet:
H. III. Yüzyılda hadislerin tamamen yazıldığı kabul edilir. İslam âlimlerinin hadis/ sünnet malzemesini toplama
konusunda, sahabeden gelen haberleri sahabe adına ve konularına göre toplamak üzere, iki yöntem bulunmaktadır. IV.
Yüzyılda yeni bir yöntemle karşılaşırız. Suyutî’nin (ö.911/1505) dediği gibi, nev’i şahsına münhasır bir metotla yazılmış et-
Tekâsîm ve’l-Envâ adlı eseridir. İbn Hibbân bu eserinde, hadis/ sünneti yaptırım derecesine göre kategorize eder. Bu
anlamda, bütün/ hadis sünneti 5 ana kategoride ele alır: 1- Emirler (110 çeşit) 2- Yasaklar (110 çeşit) 3- Bilinmesi Gerekli
Haberler (80 çeşit) 4- Serbest Kılınan Şeyler (50 çeşit) 5- Sadece Nebi’nin yapmış olduğu eylemler (50 çeşit) ki toplamda
400 çeşidi bulmaktadır. Müellif bu yöntemi Kuran-ı Kerim’den çıkardığını söylemektedir. Onun zamanında Mushaf’ın 30
cüz değil de 7 cüz olduğunu düşünmezsek, anakronizme düşeriz. Kısım’lar cüz karşılığı, nevi’ler sure karşılığı, zikir’ler
ayetlere tekabül etmektedir. 5 ana bölüm / tekâsîm ve bölüm içinde yer alan nevi / çeşitler ve her bir nevi / çeşitin ‘zikr’
adıyla anılırken yapılan iş ‘matruşka bebekler’i andırmaktadır. En dıştaki 1. bebek kısımlar, 2. bebek neviler, 3. bebek ‘Zikru
keza’ denilen başlıklar, 4. bebek ise ardından gelen haberlerdir. Bu taksimâtın dili, hadis/ sünnetin bütününe bağlayıcılık
açısından bakıştır. Bu durumda alim, din dilini kullanırken emirler ve yasaklar adı altında taksim ettiği dereceyi aynı
tutmamakta; geriye kalan alanlar ise kimi zaman bilgi, kimi zaman ilgi, kimi zaman nostalji, kimi zaman da kulun
sorumluluk alanı dışında kalmaktadır. Müellifin M. 10. yüzyılda dile getirdiği bu ortama 21. yüzyılda büyük ihtiyaç
bulunmaktadır. Din dilinde hadis/ sünnetin nereye oturduğunun 400 çeşit kademede sunulmuş olması 2. örneği olmayan bir
çalışmadır. Bu taksimâtı, akademisyenlerin din dilini rahat kullanmaları, yerelden evrensele ve küreselleşmeye geçiş
noktalarında, kişinin Yüce Allah’ın hoşgörü sahasını önce kendi hayatına, sonra topluma yansıtmasını yeniden gündeme
getirmek istiyoruz.
Açıklama:
Ibn Hibban, al-Takasim wa'-Anwa, hadith, fiqh.