Türkiye'deki din ve inanç özgürlüğü meselesi oldukça karmaşık ve çok yönlü bir konudur. Bu konuda çeşitli sorunların yaşandığı gözlemlenmektedir. İşaret edilen sorunlar, farklı din ve inanç sistemlerine mensup bireylerin karşılaştığı çeşitli zorlukları kapsamaktadır. Bu problemlerin çözümü için çeşitli din ve inanç sistemini benimseyen grupların taleplerinin dikkate alınması toplumsal barış ve hoşgörünün sağlanması açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmayla milliyetçi görüşe sahip toplulukların Alevi-Bektaşi inanç sistemine bakış açıları ortaya konularak toplumsal barış ve birlikteliğin sağlanması hususunda engel teşkil eden problemlerin neler olduğu belirlenmeye çalışılmıştır. Bu sayede toplumsal barış ve birlikteliğin sağlanması amaçlanmıştır. Çalışmada, araştırma problemine ilişkin sosyal gerçeklerin herhangi bir değişime uğramadan derinlemesine incelenmesi, çalışma gruplarının öznel görüşlerinin elde edilmesi amaçlandığından "nitel yaklaşım" yöntemi benimsenmiştir. Nitel yaklaşımla yapılan araştırmada, Alevi-Bektaşi inanç sistemine yönelik Türk milliyetçilerinin yaşantılarını, Alevi-Bektaşi inanç sistemine yükledikleri anlamları ve algıları ortaya çıkarmak amaçlandığından çalışma "olgubilim" desenine uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Nitel araştırmaların gözlem ve görüşme tekniklerine dayanarak yürütülmesi, geniş ve büyük örnekleme ihtiyaç duymaması; olgubilim çalışmalarında ise çalışma grubunu oluşturan bireylerin araştırılan olguyla ilgili deneyimleri bulunduğu varsayıldığından, araştırmada örneklem seçilirken nitel araştırma yöntemine ve olgubilim desenine uygun olarak "amaçlı örneklem" ve amaçlı örneklem stratejilerinden "kartopu örneklem" kullanılmıştır. Araştırmamızın çalışma grubunu Nevşehir ilinde yaşayan, farklı meslek gruplarından 22 Türk milliyetçisi oluşturmaktadır. Yarı yapılandırılmış görüşmelerde, ele alınan olgu üzerinde derinlemesine bilgi toplamak ve sabit seçenekli yanıtlamayı sağlamak amaçlandığından yapılan araştırmada "yarı yapılandırılmış görüşmeler" gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler ise "yarı yapılandırılmış görüşme formu" ile toplanmıştır. Araştırmada yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edilen veriler "içerik analizi" ve "betimsel analiz" yöntemleriyle analiz edilmiştir. Yapılan çalışmada Türkiye'de din ve inanç özgürlüğü noktasında yaşanılan problemlerin toplum yapısından, devletin din ve inançlara yönelik tutumundan ve Alevilere-Bektaşilere yönelik devletin tutumundan kaynaklandığı sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmamızda Türk milliyetçilerinin Alevi-Bektaşi inancını benimsemiş kişiler hakkındaki düşüncelerine yönelik elde edilen bulgularına dayanılarak, Türk milliyetçilerinin Aleviler-Bektaşiler hakkında büyük bir çoğunlukla olumlu düşüncelere sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Türk milliyetçilerine göre Aleviler-Bektaşiler, insana değer veren bir anlayışa sahip, dürüst, misafirperver, iyi niyetli, ahlaklı, okumayı ve araştırmayı seven, aydın insanlardır. Ayrıca milli duygular bakımından hassas, cana yakın, hak, hukuk, adalete önem veren, verdikleri sözü tutan, hoş görülü insanlardır. Türk milliyetçilerine göre Alevilik, Hz. Ali taraftarı olan, Hz. Ali'ye inanan ve Hz. Ali'yi seven insanların Hz. Ali'den sonra oluşturduğu, İslam içerisinde yer alan ve İslam'ın ahlak, hoşgörü, insan sevgisi gibi öğretileri üzerine kurulmuş bir mezhep bir inanç sistemidir. Bektaşilik ise Hz. Ali taraftarı olan insanların oluşturduğu, Alevilik içerisinde yer alan ve Aleviliğe göre daha sistemli ve gelişmiş bir tarikattır.
The issue of freedom of religion and belief in Turkey is quite complex and multifaceted. It is observed that there are various problems in this regard. The issues pointed out cover various difficulties faced by individuals belonging to different religions and belief systems. In order to solve these problems, it is important to take into consideration the demands of groups that embrace various religions and belief systems in order to ensure social peace and tolerance. In this study, the perspectives of communities with nationalist views on the Alevi-Bektashi belief system are revealed and the problems that constitute an obstacle to ensuring social peace and unity are tried to be determined. In this way, it is aimed to ensure social peace and unity. In the study, the "qualitative approach" method was adopted since it was aimed to examine the social facts related to the research problem in depth without any changes and to obtain the subjective opinions of the study groups. In the research conducted with a qualitative approach, the study was carried out in accordance with the "phenomenology" pattern, as it was aimed to reveal the experiences of Turkish nationalists towards the Alevi-Bektashi belief system, the meanings and perceptions they attributed to the Alevi-Bektashi belief system. Qualitative research is conducted based on observation and interview techniques and does not require wide and large samples; In phenomenological studies, since it is assumed that the individuals forming the study group have experience with the phenomenon under investigation, "purposive sampling" and "snowball sampling", one of the purposeful sampling strategies, were used when selecting the sample in the research, in accordance with the qualitative research method and phenomenology pattern. The study group of our research consists of 22 Turkish nationalists from different professional groups living in Nevşehir province. Since the aim of semi-structured interviews is to collect in-depth information on the phenomenon under consideration and to provide fixed-choice answers, "semi-structured interviews" were conducted in the research. The data obtained was collected with a semi-structured interview form. In the research, data obtained from semi-structured interviews were analyzed using "content analysis" and "descriptive analysis" methods. In the study, it was concluded that the problems experienced in terms of freedom of religion and belief in Turkey stem from the social structure, the attitude of the state towards religion and beliefs, and the attitude of the state towards Alevis-Bektashis. In our research, based on the findings of Turkish nationalists' thoughts about people who have adopted the Alevi-Bektashi faith, it has been concluded that Turkish nationalists have mostly positive thoughts about Alevis-Bektashis. According to Turkish nationalists, Alevis-Bektashis are honest, hospitable, well-intentioned, moral, enlightened people who have an understanding of valuing people and love to read and research. In addition, they are sensitive in terms of national feelings, friendly, care about rights, law and justice, keep their promises and are tolerant people. According to Turkish nationalists, Alevism is a sect within Islam and a belief system, formed by people who are supporters of Hazrat Ali, believe in Hazrat Ali and love Hazrat Ali, and is based on the teachings of Islam such as morality, tolerance and human love and it is a belief system. Bektashism, on the other hand, is a sect within Alevism, formed by people who are supporters of Hazrat Ali, and is more systematic and developed than Alevism.