Özet:
Ağrı, insanoğlunun her zaman yaşadığı, paylaştığı
deneyimlerin bir parçası olup, hastalıklardan daha fazla
insanı etkileyen bir olgudur. Ağrı çeken tüm insanlar,
duygularını farklı şekilde dile getirirler. Ağrı pek çok insanın
yaşadığı genel bir deneyimdir. Ağrının doğasını anlamak,
ağrıdan kurtulmak ve etkilerini araştırmak için çeşitli
incelemeler yapılmaktadır. Ağrı son derece bireysel bir olgu
olması nedeniyle gerçek bir tanımı yoktur. Doğumun
başladığını gösteren doğum ağrısı uterusun kantraksiyonları
sonucu oluşur. Doğum eylemi, bugün bilinen ve tanımlanan
en şiddetli ağrı kaynaklarından biridir. Yapılan çalışmalar
kadınların büyük çoğunluğunun şiddetli doğum ağrısı
deneyimi yaşadığını bildirmektedir. Özellikle primipar
kadınlarda uterin kontraksiyon ağrısı ve doğum,
karşılaştıkları en şiddetli ağrılı deneyim olmaktadır. Doğum
eyleminde ağrının kontrolünde farmakolojik ve
nanfarmokolojik yöntemlerden faydalanılmaktadır. Doğum
ağrısının kontrolünde kullanılan farmakolojik yöntemler;
nitröz oksit inhalasyonu, opioid enjeksiyonu ve epidural
analjeziden oluşmaktadır. Nonfarmakolojik yöntemler
içerinde transkütaz elektriksel sinir stimulasyonu (TENS),
hipnoz, akupuntur, müzik masajve steril su enjeksiyonu gibi
yöntemler sayılabilir.