Özet:
Neolitik Çağ’dan günümüze ön plana çıkan seramik sanatı gerek malzeme gerek sanat olarak tarihsel
süreçte varlığını her daim sürdürmüştür. Seramik; çağlar boyunca ihtiyaca yönelik kullanım eşyası
olarak üretilirken, günümüzde malzeme ve biçimsel özellikleri ile disiplinlerarası birliktelik sağlayan,
mimari yapılarda analojik açıdan tasarımlara yansıyan, yapı malzemesi olarak kullanılan, sanatsal
üretim sürecinde ön plana çıkan, farklı amaçlarla geleneksel ve ileri teknoloji sınıflandırmasıyla
evrensel bir özelliğe sahiptir. Ana hammaddesi toprak olan seramik; teknolojiyle uyumlu, nefes alabilen
sağlıklı biyoklimatik özellikleriyle mimaride konfor ve estetiğin buluştuğu temel bir malzemedir.
Mimari alanda modernite, günümüz toplumunda ön plana çıkmaya başlamış ve sıra dışı yapıları
izleyicilerin önüne çıkarmıştır. Disiplinlerarası etkileşimler, malzeme kombinasyonu, teknoloji gibi
birçok etkenin birleşmesiyle, görsel ve plastik sanatların analojik bir yaklaşım ile mimari yapılarda
kullanıldığı görülmektedir. Bazı mimarlar günümüz teknolojik olanaklarla beraber etkili ve görkemli
tasarım projelerinde, estetik unsurları, alternatif malzemeleri kullanarak, projelerini daha güçlü hale
getirmektedirler. Seramik malzeme, yapı elemanı olarak kullanılmaya elverişli olduğundan, projelerde;
malzeme, tasarım, teknik, teknolojik birlikteliğin getirdiği olanaklarla, etkili bir ifade aracı olarak
mimaride yerini almaktadır. Bu araştırmada ilk olarak modernite kavramı ve mimariye olan yansımaları
kuramsal olarak ele alınmıştır. Ardından modernite sürecinde, seramik formlar ile biçimsel bağlamda
benzerlik gösteren mimari yapılar örnekler üzerinden incelenmiş ve artistik yüzey özelliklerine sahip
olan seramik dış cephe kaplamalarının tasarımsal boyutta binalarda nasıl kullanıldığı araştırılarak
örneklerle aktarılmıştır. Bu nitel araştırma sürecinde yenilikçi mimari tasarımların analojik olarak
seramik sanatı ile etkileşimi incelenmiştir.