Motosiklet turizmi: Türk motosiklet turistlerinin profili ve seyahat modelleri

Abstract

Sürüş turizmin kapsamında değerlendirilen motosiklet turizmi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin kırsal destinasyonlarının gelişimi için önemli potansiyel barındırmaktadır. Bununla birlikte günümüz motosikletlerinin ortalama bir arabadan çok daha az yakıt tüketmesi motosiklet turizmini sürüş turizminin sürdürülebilir bir formu olarak karşımıza çıkarmaktadır. Ancak sahip olduğu potansiyele rağmen motosiklet turizminin hem araştırmacılar hem de yöneticiler tarafından çok irdelenen bir konu olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla, bu çalışmanın temel amacı Türkiye’deki motosiklet turistlerinin profilinin ve seyahat alışkanlıklarının belirlenmesidir. Çalışmada veri toplama aracı olarak anket seçilmiş ve çeşitli motosiklet federasyonları, motosiklet kulüp ve derneklerinin yardımıyla internet üzerinden veriler toplanmıştır. Toplam 484 kullanılabilir anket formu elde edilmiştir. Araştırmanın temel bulgularına göre Türk motosiklet turistlerinin neredeyse tamamının (%94,2) erkek, %61,4’ünün evli, %46,2’lik kısmının özel sektör çalışanı, %39,6’sınınüniversite mezunu olduğu ve %33,6’sının ise 35-44 yaş aralığında olduğu görülmektedir. Bununla birlikte motosiklet kullanıcılarının üçte ikisi (%66,7) bir motosiklet derneği veya kulübüne üye olduğu belirtmiştir. Katılımcıların %28,6’sı turistik geziler için yıllık 4000 kilometrenin üzerinde motosikletleriyle seyahat ettiklerini ve seyahatlerine ağırlıklı olarak (%31,6) 3-5 motosikletlik grupla çıktıklarını ifade etmiştir. Motosiklet turistlerinin üçte ikisi 1-3 gün arası kısa seyahatleri tercih ederken, yaklaşık üçte birinin (%32,3) her yıl 7 ve üzeri sayıda geziye katıldığı ve %53,5’inin seyahatlerinde günlük 150-350 TL arası harcama yaptığı belirlenmiştir. Katılımcıların %72,3’ü gezilerinde destinasyon olarak hem kırsal hem de kentsel alanları tercih etmektedir. Buna ek olarak motosiklet turistlerinin destinasyon seçimlerinde en fazla önem verdikleri unsurlar; bölgenin sahip olduğu doğal değerler, yeni turistik yerler keşfetme duygusu ve bölgenin sahip olduğu tarihi ve kültürel değerler olarak sıralanmaktadır.