Özet:
Alevi-Bektaşi inancının tarihî seyri içerisinde önemli bir evreyi oluşturan Safevi Devleti’nin, kadının yeri ve önemi hususunda dönemsel farklılıklara sahip olduğu görülmektedir. Safevi Devleti’nin hem kuruluş aşamasında hem de Şah Tahmasb döneminin ilk yarısında kadın, siyasette, ekonomide ve orduda önemli bir konumda yer alır. Dönemin kroniklerinde ve Safevi coğrafyasını ziyaret eden seyyahların eserlerinde kadının toplumda aktif bir rol üstlendiği görülmektedir. Ne var ki ilerleyen zamanda sosyo-kültürel ve özellikle itikadî sebepler neticesinde kadının toplumsal yaşamdaki faaliyet alanı kısıtlanmış ve giderek bahsi geçen konumunu kaybettiği tespit edilmiştir. Savaş meydanından ekonomiye; siyasetten ibadete kadar toplumunda önemli bir figür olan kadın zamanla haremlere sıkıştırılmış bir nesne olarak algılanmaya başlanmıştır. Diyarbakır’a hâkim olan Musullu oymağına mensup Taçlı Begüm (Şah Bige Hanım), devletin kuruluşunu takip eden yıllarda Kızılbaş toplumunda kadının konumunu gösteren bir simge olarak öne çıkar. Taçlı Begüm’ün konumu ve toplumu içerisindeki varlığı yalnız kendisi ve Safevi Devleti’ne has bir durum değildir. Türk tarihinde devleti yönlendiren siyasette irade sahibi olan birçok kadına rastlanır. Keza Türk destancılık geleneği ve Türk mitolojisinde de alpın yanında benzer özellikleri ile kadın da konumlandırılır. Nitekim Kızılbaş kadının ve Taçlı Begüm’ün duruş ve eylemlerinin Türk devlet geleneği içerisindeki kadın algısı ile benzer ve birbirini izleyen bir yapıyı ifade ettiği söylenebilir.