Özet:
1888’de Tercüman-ı Hakikat gazetesinde ilk romanı tefrika edilen Hüseyin Rahmi Gürpınar, eserleri ile
halka seslenen ve geleneksel Türk temaşa sanatlarından yararlanan bir yazardır. Hayata gözlerini yumduğu 1944
tarihine kadar roman türü ağırlıkta olmak üzere birçok eser kaleme alan yazar, toplumun her kesiminden insana
ve gerçek hayat sahnelerine eserlerinde yer vererek okuyucuyu eğlendirmeyi amaçlamıştır. Hüseyin Rahmi
Gürpınar, değişen değerler söz konusu olduğunda II. Abdülhamit dönemine, İttihat ve Terakki yönetimine,
Batı’yı taklit etmeye çalışan alafrangalara ve toplumsal yozlaşmalara dair örneklere yer verir. Eski yaşam/yeni
dünya farklılığını vurgulamak için Türk/Avrupalı ve şehirli/köylü karşılaştırmalarını, değişim ve gelişim söz
konusu olduğunda Doğu/Şark ve Batı/Garp karşılaştırmalarını kullanarak düşüncelerini dile getirir. Bu konular
hakkındaki fikirlerini çoğunlukla yazar kimliğiyle doğrudan araya girerek ifade eder. Kimi zaman da sözü,
roman kişilerine bırakır. Romanları içerisinde karşılaştırmaların yoğun olarak gözlendiği eserler: Şık (1888),
Metres (1900), Şıpsevdi (1911), Hakka Sığındık (1919), Son Arzu (1922), Tebbessüm-i Elem (1923), Billur Kalp
(1926), Tutuşmuş Gönüller (1926), Utanmaz Adam (1934), Eşkıya İninde (1935), Dirilen İskelet (1946) ve
Dünyanın Mihveri Kadın mı, Para mı? (1949) şeklindedir. Bu çalışmada, belirtilen romanlarda Doğu ve Batı
arasındaki medeniyet farkının nasıl işlendiği, eski zaman ile yeni dönemin nasıl karşılaştırıldığı örneklendirilmiş
ve değişime yönelik bakış açısı incelenmiştir.