Hacı Bektaş Veli Araştırma ve Uygulama Enstitüsü bölümleri
http://hdl.handle.net/20.500.11787/28
Hacı Bektaş Veli Araştırma ve Uygulama Enstitüsü ait bölümleri içerir2024-03-28T11:43:37Z“Kutsal”dan “Kurgu”ya Alevi-Bektaşi ziyaret kültürünün Talip Apaydın romanlarına yansıması
http://hdl.handle.net/20.500.11787/8236
“Kutsal”dan “Kurgu”ya Alevi-Bektaşi ziyaret kültürünün Talip Apaydın romanlarına yansıması
Akın, Erdem
Alevi inanç sisteminde; Cemler (Musahip Cemi, Görgü Cemi, Muharrem Cemi vb.), niyaz, semah, on iki hizmet, yakadan geçirme, aşure gibi ritüellerle benzer şekilde geleneksel ritüel bağlamı ziyaret kültüründe de yoğun olarak gözlemlenir. Atalar ve tabiat kültleri (ağaç, ateş, su, toprak, kaya, dağ) inanışlarıyla kutsal olduğuna inanılan mekânları türlü istek ve dileklerle ziyaret etmeyi ifade eden ziyaret kültürü, halk inanışlarının kaynaklık ettiği kutsal mekân ritüelleri, inanç anlatıları, kutsal mekân deneyimi ve katılım motivasyonuyla bir bütünlük teşkil eder. Alevi geleneksel yaşamında oldukça canlı bir profil çizen ziyaret kültürünün olay örgüsüne bağlı olarak kurgusal dünyada da oldukça canlılık gösterdiği Alevi inanç kültürüne hâkim yazarların inanış, anlatı, ritüel ve deneyim noktasında karakterleri ve kurgusal mekânları ziyaret yerleri çevresinde şekillendirdikleri görülür.
Bu çalışmada, Köy Enstitülü bir yazar olan Talip Apaydın’ın romanlarında Alevi-Bektaşi inanç dairesinde geleneksel bağlamın önemli bir ifadesi olan ziyaret kültürünün kutsal mekân ritüelleri, inanç anlatıları, halk inanışları çerçevesinde yansımalarına odaklanılmıştır. Talip Apaydın’ın romanlarında yer alan ziyaret yerlerinin niteliği ve niceliği, söz konusu kutsal mekânların karakterlerin etkileşim içerisinde bulunduğu yerler olması sebebiyle önemlidir. Ata kültünden veli kültüne inanç kültürünün sürekliliği içerisinde şekillenen ziyaret kültürü, inanç anlatı geleneğinin ifadesi olan sözlü gelenekte ve kutsal mekân ritüellerinde sembolleşmiştir. Söz konusu bu kültür, Apaydın’ın romanlarında oldukça geniş tasvirlerle, detaylı bir şekilde yer alır. Bu kapsamda çalışmada, Ballı Baba Tekkesi, Tacım Dede Tekkesi ve Keçecidede Türbesi kutsal mekânlarından hareketle Alevi-Bektaşi ziyaret kültürünün Apaydın’ın romanlarına yansıması, anlatı ve ritüel evreninin yanı sıra mekân ve deneyim odaklı bir bakış açısıyla ele alınarak incelenmiş, Apaydın’ın romancılığında önemli yeri olan maddi ve manevi örnekleriyle oldukça çeşitli ve zengin örnekleriyle takip edilebilen halk kültürü; inanç kültürü yönüyle inanış, anlatı, ritüel, deneyim ve motivasyon bağlamında kurgu içerisinde geniş bir şekilde işlendiği görülmüştür.
2022-01-01T00:00:00ZTürkiye'de Musahipsiz Otman Babalılarda ritüeller
http://hdl.handle.net/20.500.11787/6385
Türkiye'de Musahipsiz Otman Babalılarda ritüeller
Çavuş, Merve; Yılmaz, Hulusi
Balkanlarda 16. yüzyılın önemli kutup evliyalarından biri olan Otman Baba tarihi kişiliği ile bölgede önemli tesir yaratmıştır. Nereden geldiği ile ilgili hakkında çeşitli bilgiler mevcut olan Otman Baba'nın Timur ile Anadolu'ya geldiği düşünülmektedir. Kalenderi dervişleri gibi Anadolu da bir müddet gezdikten sonra asıl ününü Balkanlarda kazanmıştır. 1478'de öldükten sonra kendisine bağlı derviş grupları Otman Babalılar olarak anılmıştır. Otman Babalılar tarihte meskûn oldukları yer bugün ki Bulgaristan'dır. Kendi aralarında on ikili ve yedili olmak üzere iki farklı erkâna sahip Otman Babalı bulunmaktadır. Kuzey Bulgaristan'da yaşayanlar on ikili erkâna sahiptir. Bunlar, Bektaşi tarikatı şemsiyesi altına giren Şeyh Şücaeddin Veli Ocağının etkisiyle on iki erkâna dönüşmüş Babalılardır. Güney Bulgaristan'da yaşayanlar yedili erkâna sahiptir. Kendilerini yedili, Babalı, Musahipsiz ya da Tek Menzilli olarak adlandırırlar. Otantik olarak Otman Baba süreğini devam ettiren dini gruptur. Osmanlı Devletinin dağılmasından sonra Babalı grupları Türkiye'ye göç etmek zorunda kalmışlardır. Trakya bölgesinde; Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli'nde yaşamaktadırlar. Kimliklerini devam ettirmek için mücadele etmek zorunda kaldıkları sorunlar vardır. Bunların başında Şeyh Şücaeddin Veli Ocağının üst ocak iddiası ile hiyerarşik bağ kurma iddiası vardır. Diğeri ise yedi sembolizminin özgünlüğünün araştırmacılar tarafından farklı anlamlandırılmasıdır. Bu çalışma temelde iki tartışma (ya da konu) üzerine tasarlanmıştır. İlk olarak Otman Babalıların kültürel belleği inşa ediş biçimleri, modernleşme sürecinde bu kimliğin nasıl bir dönüşüm içerisinde olduğu yaşanan dönüşüme karşı nasıl bir direniş gösterildiği üzerinde durulmaktadır. İkinci olarak Türkiye'de yaşayan Otman Babalıların inanç pratiklerini günümüzde nasıl yürüttükleri anlatılmaktadır. Bu çerçevede Tekirdağ/Çorlu-Türkgücü köyünde katıldığımız Otman Baba Anma Cemi ayrıntılarıyla verilmiştir.; Otman Baba, one of the important pole saints of the 16th century in the Balkans, had a significant impact on the region with his historical personality. It is thought that Otman Baba, who has various information about where he came from, came to Anatolia with Timur. Like the Kalenderi dervishes, he gained his real fame in the Balkans after traveling for a while in Anatolia. After he died in 1478, the dervish groups affiliated to him were called Otman Babalılar. The place where Otman Babalılar settled in history is today's Bulgaria. There is Otman Babalı, who has two different groups among themselves, on ikili and yedili. The inhabitants of Northern Bulgaria have on iki erkân. These are the Babalı who were transformed into on iki erkân under the influence of the Şeyh Şücaeddin Veli Ocağı, which came under the umbrella of the Bektashi order. Those living in Southern Bulgaria have yedi erkân. They call themselves the yedili, Babalı, musahipsiz, tek menzilli. It is the religious group that authentically continues the existence of Otman Baba. After the collapse of the Ottoman Empire, Babai groups had to migrate to Turkey. In the Thrace region; They live in Tekirdağ, Edirne and Kırklareli. There are problems they have to contend with to maintain their identity. Chief among these is the claim of establishing a hierarchical connection with the upper hearth claim of Şeyh Şücaeddin Veli. The other is the different interpretation of the originality of the seven symbolism by the researchers. This study is basically designed around two discussions (or topics). First of all, it is focused on the ways in which the people of Otman Baba built the cultural memory, how this identity is in a transformation in the process of modernization, and what kind of resistance is shown against the transformation. Secondly, it is explained how Otman Baba people living in Turkey carry out their religious practices today. In this context, ''Otman Baba Anma Cemi,'' which we attended in Tekirdağ/ÇorluTürkgücü village, is given in detail.
2022-01-01T00:00:00ZGirîdî Resmî Ali Baba'nın Uyûnu'l-Hidâyesi
http://hdl.handle.net/20.500.11787/6330
Girîdî Resmî Ali Baba'nın Uyûnu'l-Hidâyesi
Arslan, Okan; Yılmaz, Hulusi
Resmî Ali Baba 18. asırda yaşamış önemli Bektaşi şeyhlerinden biridir. Bu çalışmada Resmî Baba‟nın meşhur eseri Uyûnu‟l-Hidâye ele alınmıştır. Eser hakkında çalışmamızın amacı önceki çalışmaların yetersiz oluşu ve 18. yüzyılda Bektaşi tarikatının inanç yapısına birinci elden bakma imkânı bulmamızdır. Bu sebeple gerekli olan literatür çalışması yapılmış ve nüshalar belirlenerek toplam 3 nüsha karşılaştırmalı olarak çevrilmiştir. Ana nüshamızın h. 1198 (m. 1784) tarihli olması, müellif nüshası olması ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Müellif nüshası olmasa bile eser, henüz Ali Baba hayattayken istinsah edildiği ihtimalini de vermektedir. Amacımız metin üzerinde dil çalışması yapmak olmadığından transkripsiyon alfabesi kullanmadık. Amacımız 18. yüzyılda Bektaşiliğin inanç yapısını incelemek olduğundan metin incelemesinde özellikle Alevilik-Bektaşilik ile ilgili verilere odaklandık. Eser genel hatları itibariyle vahdet-i vücut inancını, insanın kemâle ulaşmasını ve bunun için yapması gerekenleri, Ehl-i Beyt sevgisini barındırmaktadır. Tezimizi dört kısıma ayırdık. Giriş ksımında Seyyid Ali Sultan ve Girit‟e Bektaşiliğin girişi ile ilgili kısaca bilgiler verdik. İnceleme kısmında ise Ali Baba‟nın hayatı ve eserleri hakkında bilgi verip Uyûnu‟l-Hidâye‟yi inceledik. Daha sonra, eserin çevrilmiş halini verdik ve sonuç yazısı ile çalışmamızı noktaladık.; Resmî Ali Baba is one of the important Bektashi sheikhs who lived in the 18th century. In this study, the famous work of Resmî Ali Baba, the "Uyûnu'l-Hidâye" is discussed. The purpose of our study on the work is that previous studies were insufficient and we had the opportunity to have a first-hand look at the belief structure of the Bektashi order in the 18th century. For this reason, the necessary literature study has been done and the copies have been determined and a total of 3 copies have been translated comparatively. The fact that our main copy is dated 1198 (hijri) strengthens the possibility that it is an author copy. Even if the author does not have a copy, the work also gives the possibility that it was copied while Ali Baba was still alive. Since our aim is not to study language on the text, we did not use the transcription alphabet. Since our aim is to examine the belief structure of Bektashism in the 18th century, we especially focused on the data related to Alevism-Bektashism in the text analysis. In general terms, the work contains the belief of "Waḥdat al-Wujūd (unity of existence)", the achievement of perfection and the things to do for it, and the love of the Ahl al-Bayt. We have divided our thesis into four parts. In the introduction, we gave brief information about Seyyid Ali Sultan and the entrance of Bektashism to Crete. In the review part, we gave information about Ali Baba's life and works and examined Uyûnu'l-Hidâye. Later, we gave the translated version of the work and ended our work with the result text.
2021-08-01T00:00:00ZSafevi dönemi kızılbaş Türkmen toplumunda kadın (bir kızılbaş kadın örneği Taçlı Begüm)
http://hdl.handle.net/20.500.11787/4614
Safevi dönemi kızılbaş Türkmen toplumunda kadın (bir kızılbaş kadın örneği Taçlı Begüm)
Bahurlu, İlgar
Alevi-Bektaşi inancının tarihî seyri içerisinde önemli bir evreyi oluşturan Safevi Devleti’nin, kadının yeri ve önemi hususunda dönemsel farklılıklara sahip olduğu görülmektedir. Safevi Devleti’nin hem kuruluş aşamasında hem de Şah Tahmasb döneminin ilk yarısında kadın, siyasette, ekonomide ve orduda önemli bir konumda yer alır. Dönemin kroniklerinde ve Safevi coğrafyasını ziyaret eden seyyahların eserlerinde kadının toplumda aktif bir rol üstlendiği görülmektedir. Ne var ki ilerleyen zamanda sosyo-kültürel ve özellikle itikadî sebepler neticesinde kadının toplumsal yaşamdaki faaliyet alanı kısıtlanmış ve giderek bahsi geçen konumunu kaybettiği tespit edilmiştir. Savaş meydanından ekonomiye; siyasetten ibadete kadar toplumunda önemli bir figür olan kadın zamanla haremlere sıkıştırılmış bir nesne olarak algılanmaya başlanmıştır. Diyarbakır’a hâkim olan Musullu oymağına mensup Taçlı Begüm (Şah Bige Hanım), devletin kuruluşunu takip eden yıllarda Kızılbaş toplumunda kadının konumunu gösteren bir simge olarak öne çıkar. Taçlı Begüm’ün konumu ve toplumu içerisindeki varlığı yalnız kendisi ve Safevi Devleti’ne has bir durum değildir. Türk tarihinde devleti yönlendiren siyasette irade sahibi olan birçok kadına rastlanır. Keza Türk destancılık geleneği ve Türk mitolojisinde de alpın yanında benzer özellikleri ile kadın da konumlandırılır. Nitekim Kızılbaş kadının ve Taçlı Begüm’ün duruş ve eylemlerinin Türk devlet geleneği içerisindeki kadın algısı ile benzer ve birbirini izleyen bir yapıyı ifade ettiği söylenebilir.
2021-07-08T00:00:00Z